Widersprüchlich Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Was heißt"widersprüchlich"?
Widersprüchlich sind oder nicht.
Çelişki veya değil.Das ist etwas widersprüchlich.
Burada biraz çelişki var.Wie widersprüchlich es auch sein mag, es scheint unser Schicksal.
Çelişkili olsa da kader gibi görünüyor.Diese Linien sind widersprüchlich.
Şu çizgiler tutarsız.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Es mag widersprüchlich erscheinen,….
Çelişki olarak görünebilir….Paradox bedeutet widersprüchlich.
Paradoks çelişki demektir.Wie widersprüchlich es auch sein mag, es scheint unser Schicksal.
Ancak çelişkili, bu kader gibi görünüyor.Das ist etwas widersprüchlich.
Bu biraz çelişkili geliyor.Die Angaben über den Tod von Constanze Manziarly sind widersprüchlich.
Das ist etwas widersprüchlich.
Bu biraz çelişkili duruyor.Manchmal widersprüchlich, aber beide Sprecher können miteinander kommunizieren.
Bazen çelişkili, ancak her iki hoparlör birlikte iletişim kurabilir.Ja, es scheint widersprüchlich.
Evet çelişki gibi geliyor.Bisher ist diese unabhängige Forschung entweder nicht eindeutig oder widersprüchlich.
Şimdiye kadar, bu bağımsız araştırma ya sonuçsuz ya da çelişkilidir.Das ist doch widersprüchlich, oder nicht?
Çelişki var, değil mi?Der Weg dahin war lang und widersprüchlich.
Alınan yol uzun ve çelişkilidir.Ist das nicht widersprüchlich und verwirrend?
Çelişki ve karışıklık olmaz mı?Dieses Buch war für mich sehr widersprüchlich.
Kitap benim için çok çelişkiliydi.Informationen kommen widersprüchlich und wir haben nicht nachgesehen.
Bilgi çelişkili geliyor ve biz kontrol etmedik.Seine Berichte sind sehr vage und widersprüchlich.
Onun hesapları çok belirsiz ve çelişkilidir.Aber er ist sicher widersprüchlich und kompliziert, wie sein Vater.
Eminim o da babası gibi tutarsız ve düzenbazın tekidir.Die Situation der türkischen Juden war widersprüchlich.
Türk Yahudilerinin durumu çelişkiliydi.Ein bisschen widersprüchlich für einen Anti-Überwachungsverein, oder?
Gözetim karşıtı bir grup için biraz çelişkili bir durum değil mi bu?Das ist irgendwie zu widersprüchlich.
Çelişkili bir şeyler var.Doch die Theorie war dermaßen widersprüchlich, dass sie schnell wieder aufgegeben wurde.
Ama teori o kadar tutarsızdı ki, kısa zamanda terk edildi.Meine Gefühle zu meiner Mutter waren sehr widersprüchlich.
Anneme karşı duygularım çok çelişkiliydi.Ich finde es nicht widersprüchlich, beide Identitäten zu verbinden.
Bu ikisini bağdaştırmak çelişki değildir. Bunları birbirinden ayırmamız gerekmiyor.Die Informationen über Trockenobst sind sehr widersprüchlich.
Kuru meyve hakkında bilgiler çelişkilidir.Deshalb werden die Botschaften der Besucher oftmals widersprüchlich erscheinen.
Bu nedenle ziyaretçilerin mesajlarının çoğu zaman tutarsız görünecek.Die Zustände waren absolut. Das alles war nicht widersprüchlich.
Yalnızca çelişkili durumlar da değillerdi.
