Bir vadide Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir vadide.
Fransadaki bir vadide.
Bir vadide falan saklı değil.
Unutulmuş bir vadide.
Köy bir vadide ve bir dağ eteğinde kurulmuştur.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Ayrıca şehir, dar bir vadide bulunur.
Böyle bir vadide, bir ağaçta bin kadar canlı türü yaşayabilir.
Knockemstiff diye bir vadide bir yer bulduk.
Saha bir vadide yer alıyorsa, drenaj sistemi aşırı su ile başa çıkacaktır.
Ben küçük bir vadide bir çiftçiyim.
Odun ateşinden kaynaklanan kirlilik, ılık hava yere yakın soğuk hava tuttuğunda bir vadide sıkışabilir.
Rüzgâr bir vadide döner Neden.
Ormanın derinliklerinde, uzun ağaçların arasında bir vadide,-- Büyük, siyah, korkunç… Humpelfinkel vardı!
Dağlarla çevrili bir vadide yer alan Sangho Privilege Tataouine sıcak ve samimi bir ortam sunmaktadır.
Küçük köy, bakkal ile bir vadide, tütün dükkanı 2 kmlik: fırıncılık, kasap ve eczane.
Bana alçak bir vadide olduğunu söylemiştin.
Tuvada, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitap etmişti.
Tuvada, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitap etmişti.
Burası harika bir vadi, Jihl.
Dağların arasında bir vadi var… uygun bir iniş alanı olmalı.
Geriye sadece bir tane kalır. Bir vadiye iki apeks yırtıcısı koyarsan.
Diana diyor ki bir vadi İçinden geçmek için vardır.
Eğer Adem oğlunun bir vadi dolusu altım olsa,bir vadi daha olmasını ister.
Hektarlık bir vadi küçük bir cennete dönüştü.
Arkasında bir vadi var.
Hektarlık bir vadi küçük bir cennete dönüştü.
Katzenthal bir vadi cul-de-sac içinde yuvalanmış bir köydür.
Bir vadi, bir nehir göreceğim.
Oysa ben capcanlı bir vadi görüyorum.
Sonra başka bir tepe ve başka bir vadi.