Gaddar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Nasıl gaddar?
Gaddar Keşiş.
Hem de gaddar ve kaba.
Evet, gerçekten çok gaddar!
Timmy, gaddar olma!
Dönüp ardına zayıf ve gaddar.
Senden daha gaddar mı?
Bu kadar gaddar olmak zorunda mısın?
Kuzey Afrika hep bu denli gaddar değildi.
Sana daha gaddar birşey lazım.
Gaddar Volkurla ilgili söylediğin şey de bu muydu?
Bu kadar da gaddar olmayın yahu!
Gaddar diktatör hakkında hikâyeler duymak istiyor.
Buradaki en gaddar eğitmenleriz.
Ama işinde de insanlara karşı çok gaddar biridir.
Nasıl bu kadar gaddar olabiliyorsun?
Çok gaddar bir rakip olduğumu göreceksin yakında.
İnsanlar nasıl bu kadar gaddar olabiliyor derdi.
Yıl boyunca gaddar, sağlam alkol problemli babamız vardı.
Kendine karşı nasıl bu kadar gaddar olabiliyorsun?
Görgüsüz ve gaddar olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
Hayaller artık yok çünkü hayat zor, gaddar ve acımasız.
Endüstrimiz, bu gaddar ekonomi gerçeği ile karşı karşıya.
İnsanların beşinci kattan atılmasına katılmıyorum, ben gaddar değilim.
Vahşet çağında, gaddar bir dünyada yaşadı.
Vatanseverlik gaddar insanların erdemidir,'' Oscar Wilde.
Uluslararası, işlerinde usta, çok gaddar bir hırsız çetesi.
Shilohdan bu yana en gaddar çarpışmaydı ve ben de oradaydım!
Ancak Avrupa yağmasıyla savaşan pek çok Afrikalı gaddar misillemelerle acı çekti.
Bugüne kadar gördüğüm en gaddar, en düzenbaz en bencil işti.