What is the translation of " CAN'T KEEP " in Turkish?

• devam edemem
• tutamaz
• tutamam
• tutamıyorum
• kalamaz
• tutamayan
• uzak tutamaz
• tutabilecek mi
• kalamıyor sürekli
• çekip çeviremem
• bakamayız

Examples of using Can't keep in English and their translations into Turkish

Can't keep the house clean.
Evi temiz tutamaz.

That guy can't Keep a secret.
Bu herif sır tutamaz.

Can't keep my eyes open, Jule.
Gözlerimi açık tutamıyorum, Jule.

A man who can't keep secrets.
Sır tutamayan bir adam.

Can't keep him in the house any more.
Artık onu evde daha fazla tutamam.

But Guy, I can't keep house!
Ama Guy ben evi çekip çeviremem.

Can't keep a good man down, as they say.
Dedikleri gibi iyi bir adamı tutamam.

Because Bizarro can't keep secrets.
Çünkü Bizarro sır tutamaz.

I can't keep her safe, too. What are you.
Ben de onu güvende tutamam. Sen nesin.

Pete, I'm very sorry, but I can't keep your account.
Pete, üzgünüm. Ama ben seninkini tutamam.

Still can't keep his mouth shut.
Hala tutamıyorum. ağzı kapalı.

Who am I to tell him that his wife can't keep a secret?
Ben kimim ki karısına sır tutamaz diyorum?

Navid, we can't keep this baby.
Navid, bu bebek bizde kalamaz.

Can't keep this apartment without a job, John Ross.
Bir işim olmadan bu daireyi tutamam, John Ross.

I have a solution, but you can't keep the rat's share.
Bir çözümüm var ama hainin payı sizde kalamaz.

Sam, I can't keep watching this show with you.
Sam bu diziyi seninle izlemeye devam edemem.

No one wants a therapist that can't keep a plant alive.
Bir bitkiyi bile canlı tutamayan bir terapisti kimse istemez.

Look, I can't keep wandering around in here with you.
Bak, seninle etrafta gezinmeye devam edemem.

Push me around like this. I-I can't keep letting my parents.
Ailemin beni böyle itip kakmasına, izin vermeye devam edemem.

Children can't keep secrets, and they're my responsibility.
Çocuklar sır tutamaz ve sorumlulukları bana ait.

Funny thing about these dolls, Chad, people can't keep their hands off of them.
Insanlar ellerini üzerlerinden uzak tutamaz. Bunlar eğlenceli oyuncaklar Chad.

Only me. I can't keep watch all day and all night.
Gece ve gündüz nöbet tutamıyorum. Tek ben varım.

Can't keep them, too many officers are quartered here.
Onları tutamıyorum Çok sayıda subay burayı dörde böldü.

The firewalls can't keep up, and we're losing time.
Güvenlik duvarları ayakta kalamaz ve vakit kaybediyoruz.

I-I can't keep letting my parents push me around like this.
Ailemin beni böyle itip kakmasına, izin vermeye devam edemem.

That foreman can't keep me in when I feel like havin' fun.
Eğlenmek istediğimde o ustabaşı beni içeride tutamaz.

Jay, I can't keep giving this to you if it's hurting you.
Jay, eğer sana zarar veriyorsa, bunu sana vermeye devam edemem.

You coming? Can't keep doing this goddamn job all by myself.
Geliyorsun? Bu lanet işi tek başıma yapmaya devam edemem.

People can't keep their hands off of them. Funny thing about these dolls, Chad.
Insanlar ellerini üzerlerinden uzak tutamaz. Bunlar eğlenceli oyuncaklar Chad.

You can't keep punishing me… and I can't keep punishing me.
Beni cezalandırmaya devam edemezsin. Ben de kendimi cezalandırmaya devam edemem.