What is the translation of " I'M SUPPOSED TO WAIT " in Turkish?

• beklemem gerekiyormuş
• beklemem gerekiyor
• beklemem gerekiyordu
• beklemem gerektiğini

Examples of using I'm supposed to wait in English and their translations into Turkish

I'm supposed to wait.
Beklemem gerekiyormuş.

I'm the one who's hurt. And I'm supposed to wait for you?
Yaralı olan benim ama seni beklemem mi gerekiyor?

I'm supposed to wait for Tom.
Tomu beklemem gerekiyor.

The Supreme Court in Augusta says Malone should pay. Now I'm supposed to wait until.
Şimdi de üst mahkemenin… Malonea paramı ödetmesini beklemem gerekiyormuş.

I'm supposed to wait for Mom.
Annemi beklemem gerekiyor.

Sure. I'm supposed to wait.
Beklemem gerekiyormuş. Elbette.

I'm supposed to wait. Sure.
Beklemem gerekiyormuş. Elbette.

I know that I'm supposed to wait 24 hours, but I couldn't.
Biliyorum 24 saat beklemem gerekiyordu ama bekleyemedim.

I'm supposed to wait. Sure.
Elbette.- Beklemem gerekiyormuş.

No, I'm supposed to wait here.
Hayır, burada beklemem gerekiyor.

I'm supposed to wait for him here.
Onu burada beklemem gerekiyordu.

I know i'm supposed to wait till the guests come.
Misafirler gelene kadar beklemem gerekiyor.

I'm supposed to wait around, take your word for it?
Verdiğin sözü oturup beklememi mi istiyorsun?

I know I'm supposed to wait in that line, but listen.
Sırada beklemem gerektiğini biliyorum ama dinleyin.

I'm supposed to wait until I have heard everything.
Sanırım her şeyi duyana kadar beklemem gerekiyordu.

I know I'm supposed to wait till Valentine's Day, but I just couldn't.
Sevgililer Gününe kadar beklemem gerekirdi biliyorum ama yapamadım.

I'm supposed to wait here and look for suspicious characters and all that.
Burada bekleyip şüpheli kişileri gözlemem gerekiyordu sadece.

I'm sorry. I'm supposed to wait until I have heard everything.
Özür dilerim. Sanırım her şeyi duyana kadar beklemem gerekiyordu.

Now I'm supposed to wait around here till after school so we can discuss it.
Bu konuyu konuşabilmek için, okul bitene kadar burada beklemem gerekiyor.

Now I'm supposed to wait around seven more?
Şimdi yedi yıl daha beklemek gerekiyor mu?

I know I'm supposed to wait around for you to find your own way out of this.
Senin bundan kendin bir kurtuluş yolu bulacağını beklemem gerektiğini biliyorum.

You know, I'm supposed to wait to be escorted out by a wheelchair, but, uh, I'm walking out.
Tekerlekli sandalyeyi beklemem gerekiyor ama biliyor musun, yürüyerek çıkacağım.

I'm supposed to wait here while you go out in this weather looking for this… whatever he is?.
Böyle bir havada sen dışarı çıkıp o her kimse onu ararken burada seni beklemem mi gerekiyor?

No, I thought I was supposed to wait here.
Hayır, burada beklemem gerektiğini sanıyordum.

I was supposed to wait until after.
Doğuma kadar beklemem gerekirdi.

I wasn't sure where I was supposed to wait.
Nerede beklemem gerektiğinden emin değildim.

Finally, he went downstairs and I thought I was supposed to wait, so I did.
Ben de beklemem gerekir diye düşündüm, bekledim. En sonunda merdivenden indi ve.

I was supposed to wait for you before I went in.
İçeri girmeden sizi beklemem gerektiğini sanıyordum.

I was supposed to wait, so I did. Finally, he went downstairs and I thought.
Ben de beklemem gerekir diye düşündüm, bekledim. En sonunda merdivenden indi ve.

I was suppose to wait until after.
Beklemem gerekirdu, şeyden sonraya.