What is the translation of " IT WAS CROWDED " in Turkish?

• kalabalıktı
• çok kalabalıktı
• burası kalabalıktı

Examples of using It was crowded in English and their translations into Turkish

It was crowded.
O kalabalıktı.

I came by tube, but it was crowded.
Metroyla geldim, çok kalabalıktı.

It was crowded.
Bu kalabalıktı.

And I had a weird feeling. It was crowded.
Ve garip bir hisse kapıldım. Çok kalabalıktı.

It was crowded.
Çok kalabalıktı.

But decided against staying when she saw it was crowded.
Müzik Ama kalabaligi görünce vazgeçti kalmaktan.

It was crowded.
Burası kalabalıktı.

I… I tried to catch up with her, but it was crowded, and I lost her.
Onu yakalamaya çalıştım ama… ama çok kalabalıktı ve onu kaybettim.

It was crowded.
Çok kalabalıktır Çok risklidir.

And I lost her. Okay? I… I tried to catch up with her, but it was crowded.
Onu yakalamaya çalıştım ama… ama çok kalabalıktı ve onu kaybettim.

No, it was crowded.
Hayır, oldukça kalabalıktı.

I… I tried to catch up with her, but it was crowded, and I lost her.
Ama… ama çok kalabalıktı ve onu kaybettim, Sonra, onu yakalamaya çalıştım.

It was crowded in the car.
Arabada kalabalık vardı.

And I lost her. Okay? I… I tried to catch up with her, but it was crowded.
Ama… ama çok kalabalıktı ve onu kaybettim, Sonra, onu yakalamaya çalıştım.

It was crowded last night.
Dün gece burası kalabalıktı.

It was-- It was hot, and it was crowded'cause there were so many moms there.
Hava sıcaktı ve çok kalabalıktı çünkü bir sürü anne gelmişti.

It was crowded here all last week.
Bütün geçen hafta boyunca burası kalabalıktı.

No, come on, it was crowded, it was busy.
Hayır, yapma, çok kalabalıktı, yoğundu.

It was crowded. It was risky.
Çok kalabalıktır Çok risklidir.

The air conditioner ofiand it was crowded in there, it was hot. I just remember it was like they, literally, cut.
Orada kalabalık, sıcaktı. Sadece hatırlıyorum, tam anlamıyla kesilmiş gibiydi kliması vardı ve.

It was crowded. And I had a weird feeling.
Ve garip bir hisse kapıldım. Çok kalabalıktı.

It was crowded, someone bumped into him, he dropped his camera.
Kalabalıktı, biri ona çarptı kamerasını düşürdü.

It was crowded, many shots were fired," he adds.
Kalabalıktı, birçok kez ateş edildi.'' diye ekliyor.

Yes, it was crowded. Yes, it got a little out of hand.
Evet, işler biraz kontrolden çıktı. Evet, kalabalıktı.

Yes, it was crowded. Yes, it got a little out of hand.
Evet, kalabalıktı. Evet, işler biraz çığırından da çıktı.

Yes, it was crowded. Yes, it got a little out of hand.
Evet, işler biraz çığırından da çıktı. Evet, kalabalıktı.

And it was crowded… I peeked. Bunch of Russian flags out front.
Ve içerisi kalabalıktı, bir göz attım. Her tarafında Rus bayrağı var.

It was crowded, the heat was stifling,""and I was tortured with worry for my baby.
Kalabalıktı, sıcaklık boğuyordu ve bebeğim için duyduğum endişe ile bana işkence ediliyordu.

But it was… it was crowded and I lost her, Okay, I-I-I-I tried to catch up with her, but… okay, but this is proof, right?
Ama… bak, bu kanıt, değil mi? ama… ama çok kalabalıktı ve onu kaybettim, Sonra, onu yakalamaya çalıştım?

It's hot, and it's crowded… but somehow also cold and lonely.
Hem sıcak ve kalabalık hem de bir şekilde soğuk ve yalnız.