What is the translation of " WON'T STOP THEM " in Turkish?

• onları durdurmaz
• onları durduramaz
• onları durdurmayacak

Examples of using Won't stop them in English and their translations into Turkish

That won't stop them.
Bu onları durdurmaz.

Recalling our bombers won't stop them.
Bombacılarımızı geri çağırmak onları durdurmaz.

That won't stop them.
Bu onları durdurmaz ki.

Put the guns down. Bullets won't stop them.
Silahlarınızı bırakın, kurşunlar onlara engel olmaz.

That won't stop them.
Bu onları durdurmayacak.

And your pop-guns certainly won't stop them.
Ve mantar tabancalarınız onları kesinlikle durdurmaz.

That won't stop them either.
Onları da durduramaz.

The tunnel's gate won't stop them.
Tünel kapısı onları durdurmaz.

Rockets won't stop them when they come.
Rockets gelince onları durdurmaz.

The tunnel's gate won't stop them.
Tünel kapıları onları durduramaz.

Won't stop them with bare hands! Withdraw.
Onları yumruklarımızla durduramayız! Geri çekiliyoruz.

Your car door won't stop them!
Arabanın kapısı onları engellemez!

Won't stop them with bare hands! Withdraw!
Geri çekiliyoruz. Onları yumruklarımızla durduramayız!

If the government won't stop them, I will..
Hükûmet onlara engel olamayacaksa ben olurum.

I won't stop them just like you can't stop this.
Senin bunu durduramayacağın gibi, ben de, onları durdurmayacağım.

And if Blue Blood does something, I won't stop them.
Mavi Kan karşılık verirse, onları asla durduramam.

Given the technology at their disposal, It won't stop them, But it should give us some breathing room.
Ellerindeki teknolojiyi düşünürsek, bu onları durdurmaz ama bize biraz soluklanacak alan bırakır.

Sure we can leave a guard outside, but that won't stop them.
Bir koruma tayin ettik ama bu onları durdurmaya yetmez.

I have locked the doors but that won't stop them for long.
Kapıları kilitledim ama bu onları uzun süre durdurmaz.

So now I know exactly what they're capable of. And I know that giving in won't stop them.
Artık neler yapabileceklerini biliyorum ve biliyorum ki teslim olmam onları durdurmayacak.

Just delay them. An officer outside won't stop them.
Kapıdaki memur onları durduramaz… ancak geciktirir.

Just delay them. An officer outside won't stop them.
Ancak geciktirir. Kapıdaki memur onları durduramaz.

Just delay them. An officer outside won't stop them.
Kapıdaki polis onları durdurmaz… yalnızca geciktirir.

Someone wants to steal your car, that alarm won't stop them.
Eğer biri arabanı çalmak isterse bu alarm onları durdurmayacak.

Once the eight-balls get here the walls won't stop them.
Bir kere sekiz-toplar buraya geldiğinde duvar onları durdurmaya yetmeyecek.

To them you're nothing.- You won't stop them.
Onlara göre hiçbir şeysin, hiçbir şey.- Onları durduramayacaksın.

They will be coming for us, And this time a hologram won't stop them.
Tekrar peşimize düşecekler ve bu sefer… bir hologram onları durduramayacak.

The shooting will not stop them.
Ateş etmek onları durdurmaz.

There are some dreams that are so powerful your healing bracelet will not stop them.
Bazı rüyalar o kadar güçlüdür ki, uyuma bilekliğin bile onları durduramaz.

They will hit that green division and those people will not stop them.
Yeşil bölüğe saldıracaklardır, ve oradakiler onları durduramazlar.