What is the translation of " YOU CANNOT KEEP " in Turkish?

• devam edemezsin
• tutamazsın
• duramazsın
• sende kalamaz
• saklayamazsın
• devam edemez

Examples of using You cannot keep in English and their translations into Turkish

You cannot keep the money.
Para sende kalamaz.

Dwight, you cannot keep that here.
Dwight, onu burada tutamazsın.

You cannot keep me here.
Beni burada tutamazsın.

Sherlock, you cannot keep ignoring me.
Sherlock, beni görmezden gelmeye devam edemezsin.

You cannot keep me out.
Beni dışında tutamazsın.

Jesus Christ, you cannot keep pretending that you're OK!
Hep iyiymiş gibi davranmaya devam edemezsin. Tanrı aşkına!

You cannot keep him here.
Onu burada tutamazsın.

Jesus Christ, you cannot keep pretending that you're OK.
Tanrı aşkına! Hep iyiymiş gibi davranmaya devam edemezsin.

You cannot keep that shirt!
Bu tişört sende kalamaz!

But you cannot keep this bracelet.
Ama o bileklik sende kalamaz.

You cannot keep doing this.
Bu artık böyle devam edemez.

Dante!- You cannot keep showing up like this!
Bu şekilde ortaya çıkıp duramazsın. Dante!

You cannot keep me here, Leonore.
Beni burada tutamazsın Leonore.

You cannot keep leaving him with her.
Oğlanı ona bırakıp duramazsın.

You cannot keep doing this, Peter.
Bunu yapmaya devam edemezsin Peter.

You cannot keep hiding behind that.
Bunun arkasına sığınıp duramazsın.

You cannot keep that house all for yourself.
Evi sadece kendin için tutamazsın.

You cannot keep a secret to save your life.
Hayatın pahasına da olsa sır saklayamazsın.

You cannot keep doing this, sweetie, really.
Gerçekten, tatlım bu yapmaya devam edemez.

You cannot keep showing up like this. Dante!
Bu şekilde ortaya çıkıp duramazsın. Dante!

You cannot keep pretending that you're OK!
Hep iyiymiş gibi davranmaya devam edemezsin.

You cannot keep ambushing me like this.
Beni bu şekilde tuzağa düşürmeye devam edemezsin.

You cannot keep hurting people, Siobhan.
İnsanlara zarar vermeye devam edemezsin, Siobhan.

You cannot keep that white oak in this house, Elijah.
O akmeşeyi bu evde tutamazsın, Elijah.

You cannot keep this thing inside you much longer.
İçindeki şeyi daha fazla tutamazsın.

So you cannot keep your promise to your mother?
Öyleyse annnene verdiğin sözü tutamıyorsun.- Anne!

You cannot keep living in your van, it's dangerous.
Karavanda yaşamaya devam edemezsin. Bu tehlikeli.

Hank, you cannot keep this kind of information from us.
Hank, böyle bir bilgiyi bizden saklayamazsın.

You cannot keep ignoring us. Carry on.
Bizi görmemezlikten gelmeye devam edemezsin Devam et.

You cannot keep burning the candle at both ends, Michael!
Mumu iki ucundan birden yakmaya devam edemezsin Michael!