What is the translation of " YOURSELF IN HERE " in Turkish?

• kendini burada

Examples of using Yourself in here in English and their translations into Turkish

You put yourself in here.
Bu duruma kendin sebep oldun.

You big fool! Why weren't you yourself in here?
Neden burada kendin olmadın? Seni aptal!

You put yourself in here.
Sen buraya kendi kendini soktun.

You can get yourself out. Ok, you got yourself in here.
Tamam. Buraya kendin geldin… kendin çıkabilirsin.

Then lock yourself in here.
Sonra da kendini buraya kitle.

You can get yourself out. Ok, you got yourself in here.
Buraya kendin geldin… kendin çıkabilirsin. Tamam.

You checked yourself in here, right?
Buraya kendiniz geldiniz, doğru mu?

Playing tricks like the way you Trojan-horsed yourself in here.
Kendini truva atı gibi buraya soktun. Numara yaptın.

You checked yourself in here.
Buraya gelmek için kendini vurmuşsun.

You ever think you might be fuckin' up on purpose just to keep yourself in here?
Kendini burada tutmak için bilerek saçmalıyor olabileceğini hiç düşündün mü?

You barricade yourself in here.
Kendini burada korumaya al.

You put yourself in here when you lied to us.
Bize yalan söyleyerek buraya kendi kendini tıktın.

Are you okay all by yourself in here?
Burada tek başınıza iyi misiniz?

Okay. You got yourself in here… you can get yourself out.
Kendin çıkabilirsin. Buraya kendin geldin… Tamam.

You got to protect yourself in here.
Buradayken kendini koruman lazım anladın mı?

Okay. You got yourself in here… you can get yourself out.
Kendin çıkabilirsin. Tamam. Buraya kendin geldin.

Just remember to be yourself in here.
İçeride sadece kendin olmayı unutma.

Okay. You got yourself in here… you can get yourself out.
Tamam… kendin çıkabilirsin. Buraya kendin geldin.

You can get yourself out. You got yourself in here, Okay.
Tamam. Buraya kendin geldin… kendin çıkabilirsin.

You put yourself in here.
Sen yaptın. Sen buraya kendi kendini soktun.

You can get yourself out. You got yourself in here, Okay.
Buraya kendin geldin… kendin çıkabilirsin. Tamam.

As long as you don't lose yourself in here, you will be fine out there.
Kendini burada kaybetmediğin sürece her şey iyi olacak.

You can get yourself out. You got yourself in here, Okay.
Kendin çıkabilirsin. Buraya kendin geldin… Tamam.

Not--not just because you're my niece, but because you forced yourself in here like a pushy businesswoman, which is-- you shoved your cupcake down my throat.
Sadece yeğenim olduğun için değil… Kendini burada ısrarcı iş kadınları gibi zorladığın için. Kekini zorla boğazıma tıktın.

You can get yourself out. You got yourself in here, Okay.
Tamam… kendin çıkabilirsin. Buraya kendin geldin.

Have to look after yourself in here, man.
Burada kendine bakman gerekir, dostum.

You can get yourself out. You got yourself in here, Okay.
Kendin çıkabilirsin. Tamam. Buraya kendin geldin.

You got to protect yourself in here, okay?
Buradayken kendini koruman lazım anladın mı?

Have to look after yourself in here, man.
Burada kendine bakman gerekir, dostum. Aklını başına al.

You don't have to exile yourself in here, you know.
Kendini buraya kapatmana gerek yok, biliyorsun.