KONUŞMAK YOK Meaning in English - translations and usage examples

• no speak
• no talk
• no talking
• no words
• no talkin
• no speeches
• no discussion
• no speaking

Examples of using Konuşmak yok in Turkish and their translations into English

Konuşmak yok.
No speak.

Bu sefer konuşmak yok.
This time, no talkin.

Konuşmak yok.
No words.

Yiyeceklerden konuşmak yok.
No talk about food.

Konuşmak yok.
No speeches.

Çalışma sırasında konuşmak yok.
No discussion during work.

Halk… konuşmak yok.
No speeches.

Hey! Siz ikiniz, sırada konuşmak yok.
No talking on the line, you two. Hey!

Konuşmak yok.- Şşşt!
No words.-Shh!

Aradığınız adam ben değil… Konuşmak yok.
I am not the guy that you are look… No talking.

Konuşmak yok, Smith.
No speeches, Smith.

Aradığınız adam ben değil… Konuşmak yok.
No talking. I am not the guy that you are look.

Konuşmak yok, Granny!
No talkin', Granny!

Bunu da öğrencilerime söylerim. Konuşmak yok.
No talking. And I usually say that to my students.

Konuşmak yok! Sessizlik!
Quiet! No talkin'!

Bu evdeki kimsenin arkasından konuşmak yok, tamam mı?
No talking behind anybody's backs in this house, all right?

Konuşmak yok! Sessizlik!
No talkin'! Quiet!

Saat sekizde sandıklar kapanana kadar seçim hakkında konuşmak yok.
No discussion about the recall election until the polls close at 8:00.

Konuşmak yok. Sadece tokalaşma.
No words, only clasps.

Eşlik edilecek. Konuşmak yok. Herhangi bir elektronik cihazı kullanan.
Will be escorted out. No talking. Anyone using any electronic devices.

Konuşmak yok. Sadece el sıkışma.
Only clasps. No words.

Eşlik edilecek. Konuşmak yok. Herhangi bir elektronik cihazı kullanan.
Anyone using any electronic devices, No talking. will be escorted out.

Konuşmak yok. Sadece el sıkışma.
No words. Only clasps.

Dimple konuşmak yok sadece dinleyeceğiz.
Dimple No speaking. Just listen.

Konuşmak yok, hiçbir şey yok..
No talkin', no nothin.

Konuşmak yok. İçeri girdiğinde…- Buraya gel.
Come here. While you're inside… No speak.

Konuşmak yok. İçeri girdiğinde…- Buraya gel.
While you're inside…- Come here. No speak.

Konuşmak yok. İçeri girdiğinde…- Buraya gel.
While you're inside… No speak.- Come here.

Konuşmak yok. İçeri girdiğinde…- Buraya gel.
No speak.- Come here. While you're inside.

Konuşmak yok. İçeri girdiğinde…- Buraya gel.
No speak.- While you're inside…- Come here.