Примери за използване на Bir başkan на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Zenci bir başkan.
Bir başkan ve iki yardımcısı.
Bence iyi bir başkan olurdun.
Мисля, че ще си добър кмет.Bir başkan ne zamandan beri bunu yapıyor?
Откога президентът прави така?Birlikte bir başkan yarattık.
Combinations with other parts of speech
Използване с прилагателни
sayın başkanbay başkansayın başkan yardımcısı
eski başkanıyeni başkanıgenel başkan yardımcısı
sayın belediye başkanıamerikan başkanıeski belediye başkanıbir başkana
Повече
Използване с глаголи
Използване с съществителни
belediye başkanınınmeclis başkanıgenelkurmay başkanıbaşkan yardımcısının
başkanlık seçimleri
başkanı george
başkan obama
başkan bey
başkan kennedy
başkan logan
Повече
Bir başkan seçmek gerekiyordu.
Най-напред трябваше да се избере председател.Ondan sonra başka bir başkan olacak.
Ve bir başkan olarak.
И като кмет.Kendi aralarında bir başkan seçecekler.
Те избират помежду си председател.İyi bir başkan olabileceğimi biliyorum.
Знам, че ще бъда добър кмет.İlk toplantısında bir başkan seçer.
Избира свой председател на първото си заседание.Yeni bir başkan seçilecek.
Тогава ще бъде избран нов председател.Veya petrol işinin içinde olan bir başkan.
Или президента, който е бил в петролния бизнес.Yeni bir başkan ve yeni bir başsavcı var.
Има нов кмет и нов прокурор.Belki de geçici bir başkan seçmeliyiz?
Може би ние трябва да изберем временен лидер?AnnaBeth, Lavon Hayes saygın bir adamdır, bir başkan.
Анабет, Лавон Хейс е човек с репутация, кмет.Komisyona bir başkan atamak zorundayım.
Затова ми трябва председател на комитета.Hayır dedi ve dünya değişti. Bir başkan düştü.
Той каза не, и светът се промени, президентът падна.Bak. Güçlü bir başkan için bir güç kahvaltısı.
Виж, това е могъща закуска за могъщ кмет.En azından öğreneceğiz ki, Bill Clinton kadar kötü bir başkan olamaz.
Söylediğine göre bir başkan üretmişler, öyle mi?
И така, какво казваш? Те правят президента?Bir başkan olarak… görevim… şehir için en iyisini yapmaktı.
Като кмет аз трябва да направя най-доброто за жителите на този град.Her toplantıda gizli oyla bir başkan ve sekreter seçer.
(1) Общото събрание избира на всяко свое заседание Председател и секретар.Ama ben bir başkan olarak daha yemekte ne yiyeceğime karar veremiyorum.
А, аз… президентът, не мога да преценя какво искам за обяд.Doğrusu, önce toplantıyı yönetecek bir başkan seçmeliyiz, yani jüriyi.
Ние наистина трябва да изберем председател на нашето събрание. Нашето жури.İlk defa bir başkan ve metresinin ulusa seslenişine şahit oluyorum.
За първи път в историята, Президента и любовницата му се обръщат към нацията.Yönetim Kurulu, ilk toplantısında aralarından bir başkan ve iki başkan yardımcısı seçer.
На първото си заседание Управителният съвет избра председател и двама заместници.Kendimi bir Başkan ve First Lady arasında çapraz ateşin ortasına atmayacağım.
Няма да се подложа на кръстосания огън между Президента и Първата дама.Bir başkan olarak Storybrooke sokaklarında ehliyetsiz ve küçük yaşta sürücülere izin veremem.
Като кмет не позволявам на хора без книжки и малолетни да шофират из Сторибрук.
