Примери за използване на Oyununu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Oyununu okudum.
Erkekler savaş oyununu sever?
Hangi oyununu okuyorsun?
İngiliz basını'' yakaladık'' oyununu sever.
Oyununu beğendiler mi?
Combinations with other parts of speech
Използване с прилагателни
her oyuncudiğer oyunculartüm oyuncularyeni oyuncularçocuk oyunlarıbüyük bir oyuncukart oyunlarıspor oyunlarıbir oyuncuyaharika bir oyuncu
Повече
Използване с глаголи
Kinci ve agresifler takım oyununu bilmiyorlar.
Oyununu okuyabilir miyim?
Hiçbir şey göremezken alfabe oyununu nasıl oynayacağız?
Senin oyununu sevmedi bile.
Kör noktasına doğru yürü ve diken oyununu oyna!
Oyununu çalan adam mı?
Ve dün geceye kadar hiç bir iskambil oyununu kaçırmamıştı.
Hopeun oyununu kaçırıyormuşuz!
Birçok genç kız bu kuaför oyununu gerçekten çok sevecektir.
Onun oyununu oynamayı bırakacağız.
Artık babamın küçük ve özel oyununu oynamak istemiyordum çünkü acıtıyordu.
Samaritanin oyununu oynuyor olabilir ama hâlâ ona yardim etmemiz gerekiyor.
Şu anda senin oyununu oynuyor gibi hissetmiyorum Modell.
Bir çocuk, oyununu, kolay olduğu için değil zorluğundan, dolayı sever.
Buraya kimsenin oyununu değiştirmek istediğimden gelmedim.
Eğer aşk oyununu kazanmak istiyorsan belki de kadınlarla oyun oynamayı bırakmalısın.
Nin Alexin oyununu çaldığına dair kanıt elimde.
Senin oyununu okumayı kabul etti.
Lawdale de senin oyununu oynadı. Ama onun gitmesine izin vermedin.
Eğer onların oyununu oynamak istiyorsa kurallarını öğrense iyi olur.
Dinle nine eğer aşk oyununu kazanmak istiyorsan oyunu oynamak zorundasın.
Ama Lloyd, kendi oyununu, sanki başkası yazmış gibi dinlediğini söyledi.
Allegra Gellerin son oyununu öldürene bonus veriyorlar, ya da herneyse.
Zamanım yok, Noel oyununu yönemek için okul oditoryumuna gitmem gerek.
Ya ben bu çocuk oyununu sizin gibi delikanlılara yakıştıramadığım için oynamıyorum.