ADLI BIR ADAM ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

ein Mann namens
ein Typ namens
ein Kerl namens

Adlı bir adam Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Weston adlı bir adam.
Ein Kerl namens Westen.
Fakat tüm MotoGP projesinin odak noktası Jorge Lorenzo adlı bir adam.
Aber der Schwerpunkt des gesamten MotoGP-Projektes ist ein Mann namens Jorge Lorenzo.
Hershey adlı bir adam varmış.
Es gab einen Mann namens Hershey.
Ertesi gün Reggie Muscles, Gunner adlı bir adam getirdi.
Am nächsten Tag stellte er einen Typ namens Gunner vor.
Emilio adlı bir adam atlarıma bakıyordu.
Ein Mann namens Emilio hat meine Pferde bewacht.
Alan Saltonstall adlı bir adam.
Ein Kerl namens Alan Saltonstall.
Emilio adlı bir adam atlarıma bakıyordu.
Ein Mann namens Emilio passte auf meine Pferde auf.
Bu dünyada Londes adlı bir adam yok.
Einen Mann namens Londes hat es wirklich nie gegeben.
Tompkins adlı bir adam… ve Santini diye biri.
Und jemand namens Santini. ein Mann namens Tompkins.
Ya da daha büyük bir ihtimalle'' Dük adlı bir adam bize penisini gösterir.
Wahrscheinlich zeigt uns dabei ein Mann namens Duke seinen Penis.
Skippy adlı bir adam, kayınbiraderim Billin bir arkadaşıydı.
Dieser Mann namens Skippy war mit meinem Schwager Bill befreundet.
İçinde Desmond adlı bir adam yaşıyordu.
Da lebte ein Mann namens Desmond drin.
Evangelista adlı bir adam bana yolu gösterecek biriyle tanışacağımı söyledi.
Ein Mann, namens Evangelist, damit ich jemanden treffe, der den Weg zeigt.
Peki Arthur. İki yakın dostuma Bino adlı bir adam buraya gelmelerini söyledi.
Ein Mann namens Bino schickte zwei gute Freunde hierher. Ok, Arthur.
Sean Robinson adlı bir adam, vefat ettikten sonra büyükannesinin evini temizliyordu.
Ein Mann namens Sean Robinson putzte das Haus seiner Großmutter nach ihrem Tod.
Eski bir Tasavvuf masasında Nasrudin adlı bir adam Orta Doğuda yaşıyordu.
In einer alten Sufi-Geschichte lebte ein Mann namens Nasrudin im Nahen Osten.
Orada Albert adlı bir adam tarafından işletilen bir hurdalık var.
Im Steinbruch ist ein Schrottplatz, ein Typ namens Albert arbeitet dort.
Bay Lempeter adında biri vardı. Tompkins adlı bir adam ve Santini diye biri.
Da war ein Mr. Lempeter, ein Mann namens Tompkins und jemand namens Santini.
Ben ve Jonas adlı bir adam yüzerek rahat bir yaz günü geçirmek için gidiyordu.
Ich und ein Typ namens Jonas wollte verbringen einen lässigen Sommer Tag mit einem Bad.
Tabletlerin en yeni saklı yerinde, Masculus adlı bir adam izin veya Latince‘ commeatus” ister.
Im neuesten Cache von Tablets bittet ein Mann namens Masculus um Erlaubnis oder"Commeatus" auf Latein.
Yolcu listesiyle, terörist listesini karşılaştırdığımızda bir eşleşme oldu; Khalid Farooq adlı bir adam.
Passagierlisten wurden mit unsere Terror-Liste abgeglichen ein Kerl namens Khalid Farooq.
Andy Stroud adlı bir adam var.
Es gibt einen Mann namens Andy Stroud.
Cathynin kaybolduğu gece, Russell, Gerry veüçüncü bir kişi oradaymış, Pete McKeon adlı bir adam.
Als Cathy verschwand, waren Russell, Gerry undeine dritte Person dort, ein Mann namens Pete McKeon.
Dün akşam Grimm adlı bir adam karakola saldırdı.
Gestern verübte ein Mann namens Grimm einen Anschlag auf die Polizei.
Russellın finansal destekçisinin Atlantadan Bradley Kidd adlı bir adam olduğu ortaya çıktı.
Es stellte sich heraus, dass Russells finanzieller Hintermann ein Typ namens Bradley Kidd aus Atlanta ist.
Gissing ve Skur adlı bir adam aynı doktorun hastalarıymış.
Gissing und ein Mann namens Skur waren Patienten beim gleichen Arzt.
Waterloo İstasyonundaki saatin altında duruyordum ve… Jack adlı bir adam beni ilk kez bulaşacağı randevulusuyla karıştırdı.
Als ein Mann namens Jack mich für sein Blind Date hielt. Ich stand unter der Uhr in der Waterloo Station.
Rapora göre, Ray Bauer adlı bir adam, yatak odasının camından… atlamaya karar verene kadar üç yıl 536 nolu dairede yaşamış.
Hier steht, ein Mann namens Ray Brauer hat drei Jahre in Apartment 536 gewohnt, bis er eines Tages aus dem Schlafzimmerfenster sprang.
Waterloo İstasyonundaki saatin altında duruyordum ve Jack adlı bir adam beni ilk kez bulaşacağı randevulusuyla karıştırdı.
Ich stand unter der Uhr am Bahnhof Waterloo, als ein Mann namens Jack mich mit seinem Blind Date verwechselte.
Onları da Bob Corson adlı bir adam kaçırmışlar. ve dün gece iki kız daha getirildi, Bize bu kadının onu iki yıl önce kaçırdığını söyledi Teşekkürler.
Die ein Mann namens Bob Corson gekidnappt hatte. Sie sagte, diese Frau hätte sie vor zwei Jahren gekidnappt und gestern kamen zwei andere Mädchen, Danke.
Sonuçlar: 68, Zaman: 0.0317

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca