ANAHTARLARLA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Anahtarlarla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu anahtarlarla?
Mit… diesen Schlüsseln?
Hayır, sadece anahtarlarla.
Nein, nur der Schlüssel.
Anahtarlarla çalışma yapılmaktadır.
Arbeiten mit Schlüsseln.
Ön tarafta anahtarlarla bir kilit.
Schloss mit Schlüssel an der Fronttür.
Anahtarlarla beraber hepsi içindeydi.
Schlüssel steckten und alles.
Yanımdaki adam anahtarlarla oynuyor.
Junger mann mit den schlüsseln stehen.
Tabi anahtarlarla beraber kitlemiş olabilirim.
Die Schlüssel waren mit drin.
Tamam, eviniz sihirli anahtarlarla dolu.
Also euer Haus ist voller magischer Schlüssel.
Anahtarlarla ilgili çok konu oluyor.
Vieles davon hat mit Schlüsseln zu tun.
Petrus, elinde anahtarlarla yanında bulunur.
Petrus erscheint mit einem Schlüssel in der Hand.
Ne anahtarı? Eviniz muhteşem anahtarlarla dolu?
Euer Haus ist voller toller Schlüssel. Welche Schlüssel?
Sen anahtarlarla ne yapmayı düşünüyordun?
Und was machst du mit den Schlüsseln,?
Sanırım sihirle ve anahtarlarla bir ilişkisi var.
Sie muss mit der Magie und den Schlüsseln zu tun haben.
Bu anahtarlarla ilgili ne öğrenebiliyorsan öğren.
Finden Sie alles über die Schlüssel heraus.
Kapılar… o kapılar anahtarlarla değil baltalarla açıldı.
눉Die Türen wurden nicht mit Schlüsseln, sondern mit Karten geöffnet.
Mutfağa gidip ölü hamamböceği kutusunun yanı sıra Isaacin anahtarlarla ilgili mektubunu da al.
Geh in die Küche und nimm die Kiste mit den toten Kakerlaken sowie den Brief von Isaac über die Schlüssel.
Bu akşam anahtarlarla aran hiç iyi değil.
Du scheinst heute kein Glück mit Schlüsseln zu haben.
Sonuç, birincil/ benzersiz/ aday anahtarlar ve yabancı anahtarlarla hiçbir şey yapmaz.
Das Ergebnis hat nichts mit primären /eindeutigen /Kandidatenschlüsseln& fremde Schlüssel.
Michael, anahtarlarla lobiye gelmen gerek.
Michael, wir brauchen dich hier oben mit den Schlüsseln.
Fiziksel Bitcoin yoktur, yalnızca public ve özel anahtarlarla ilişkili bakiyeler vardır.
Es gibt keine physischen Bitcoins, nur Salden im Zusammenhang mit öffentlichen und privaten Schlüsseln.
Buraya anahtarlarla girmiş olsaydık, bu bir soygun olmayacaktı!
Wir wären mit dem Schlüssel reingekommen!
Tüm sistem cat5e kablo ve anahtarlarla bağlanır, kolay kurulum.
Ganzes System durch Cat5e Kabel und Schalter verbinden, einfache Installation.
Daktilolar ve anahtarlarla uğraşıp sonra da bunun adına iş diyorlar.
Schreibmaschinen und Schlüssel, und es arbeiten nennen.
Fiziksel Bitcoin yoktur,yalnızca public ve özel anahtarlarla ilişkili bakiyeler vardır.
Es gibt keine physischen Bitcoins, sondern nur Salden,die mit öffentlichen und privaten Schlüsseln verbunden sind.
Düğmeler ve anahtarlarla dolu bir odada olmanın olayı şu ki.
Die Sache mit dem in einem Raum voller Knöpfe und Schalter zu sein, ist.
Fiziksel Bitcoin yoktur,yalnızca public ve özel anahtarlarla ilişkili bakiyeler vardır.
Es bestehen keine physikalischen Bitcoins, sondern nur die Kontostände,die mit öffentlichen und privaten Schlüssel verknüpft sind.
Petrus, elinde anahtarlarla yanında bulunur.
Petrus mit den Schlüsseln in der Hand steht.
Fiziksel Bitcoin yoktur,yalnızca public ve özel anahtarlarla ilişkili bakiyeler vardır.
Es existieren keine physikalischen, bitcoins, sondern nur Kontostände,die mit öffentlichen und privaten Schlüsseln verbunden sind.
Zayıf algoritmalar ve anahtarlarla imzalanan JAR dosyalarını kısıtlama.
JARs begrenzen, die mit schwachen Algorithmen und Schlüsseln signiert sind.
Aynı gece yurt odama gittiğimde cebimdeki tüm bozuk paralar ve anahtarlarla beraber onu da çıkarıp masamın üzerine yerleştirdim.
Abends im Studentenzimmer nahm ich ihn raus, legte ihn ins Schreibpult mit den Schlüsseln und dem Kleingeld und allem.
Sonuçlar: 38, Zaman: 0.0326

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca