ANLAMAYA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu verstehen
• herauszufinden
• zu begreifen
• zu erkennen
• wissen
• nachzuvollziehen
• zu ergründen
• herausfinden

Anlamaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bunu anlamaya başlıyorum.
Ich beginne, es zu erkennen.

Seni yavaş yavaş anlamaya başlıyorum.
Langsam fange ich an, Dich zu verstehen.

Anlamaya çalıştığım şey, neden?
Ich will wissen, warum?

Nedenini anlamaya çalışıyoruz.
Wir wollen wissen, warum.

Anlamaya da o zaman başladım.
Da begann ich zu begreifen.

Ben de bunu anlamaya niyetliyim.
Das will ich herausfinden.

Anlamaya çalışıyorum bir sürü şeyi.
Ich versuche vieles zu begreifen.

Insanları anlamaya yardımcı.
Den Menschen helfen zu begreifen.

Bu süre zarfında da Ben-Gurionu anlamaya çalış.
Und versuche, Ben-Gurion zu verstehen.

İnsanlar anlamaya başlıyor.
Die Menschen beginnen zu begreifen.

Köşe yazarları EPPnin kararının ardındaki nedenleri anlamaya çalışıyor.
Kommentatoren versuchen, die Motive hinter der EVP-Entscheidung zu ergründen.

Neyi olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Ich will wissen, was er hat.

Bunu anlamaya çalışırsan, kendini deli edersin.
Wenn du den herausfinden.

Bilinmeyeni anlamaya hazır ol.
Sei bereit, das Unbekannte zu begreifen.

Bir anlığına gözlerinizi kapatın ve şu an neler hissettiğinizi anlamaya çalışın.
Ihre Augen zu schließen und zu versuchen, zu erkennen, welche Gefühle Sie gerade empfinden.

Lütfen, beni anlamaya çalış. Ben.
Ich… Bitte, versuch, mich zu verstehen.

Beni anlamaya çalışmak yerine aforoz etti.
Anstatt zu versuchen, mich zu verstehen, exkommunizierte er mich.

Sanırım kim olduğumuzu anlamaya çalışıyor.
Sie will herausfinden, wer wir sind.

Durumumu anlamaya çalışıyor.
Sie versucht meine Situation nachzuvollziehen.

Mısırın sırlarını anlamaya başladınız.''.
Du beginnst das Geheimnis Ägyptens zu ergründen.».

Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum sadece.
Ich versuche, herauszufinden, was los ist.

Ama sonra Claranın işaretlerini anlamaya başladım.
Dann begann ich, Claras Signale zu erkennen.

Seni şimdi anlamaya başlıyorum. Johnnie.
Johnny, jetzt fange ich an, dich zu verstehen.

İsrail halkı bu gerçeği anlamaya başlıyor.
Die israelischen Menschen beginnen diese Tatsache zu erkennen.

Kim olduğunu anlamaya çalışıyorum. Trevor mu?
Ich will herausfinden, wer er ist. Trevor"?

Umutsuzca neden burada olduğunuzu anlamaya çalışıyor.
Er versucht verzweifelt herauszufinden, warum Sie hier sind.

İroniyi anlamaya çalışın Bay Baldwin.
Versuchen Sie, die Ironie zu verstehen, Mr. Baldwin.

Trolün nerede olduğunu anlamaya çalışıyor.
Sie versucht herauszufinden, wo ihr Trawler ist.

Gizlerini anlamaya çalışan arkeologlardır.
Archäologen versuchen, deren Geheimnisse zu ergründen.

Kuzen! Lütfen beni anlamaya çalışın.
Cousin! Bitte versuchen Sie mich zu verstehen.