BIR ARAZI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Land
• ein Grundstück
• Landschaft
• Terrain
• Ackerland
• Feld

Bir arazi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Açık bir arazi.
Offene Landschaft.

Ona bir arazi kalmıştı.
Und sie hatte Land geerbt.

Gece, açık bir arazi.
Nacht- Offen Feld.

Zor bir arazi.
Das ist schwieriges Terrain.

Burası çok iyi bir arazi.
Es ist sehr gutes Land.

Hayır. Bir arazi görüyorsun.
Man sieht eine Wiese. Nein.

Hektarlık harika bir arazi.
Knapp 500 Hektar bestes Ackerland.

Montanada bir arazi almak istiyorum.
Ich kaufe Land in Montana.

Artık kimsenin ekip biçmediği bir arazi.
Land das jetzt keiner nutzt.

Güzel bir arazi.
Gutes Stück Land.

Bir arazi alabiliriz. Ne gibi?
Wir könnten uns Land kaufen. Und was?

Orası boş bir arazi değil.
Das Land ist nicht unbewohnt.

Artık kimsenin ekip biçmediği bir arazi.
Land, das zur Zeit niemand nutzt.

Önce bir arazi satın almış.
Zuerst wurde ein Grundstück gekauft.

Beach Resort için mükemmel bir arazi.
Ausgezeichnetes Land für Beach Resort.

İyi bir arazi, herkes için yeterli.
Es ist gutes Land, ausreichend für alle.

Liguria, zengin ve büyüleyici bir arazi.
Ligurien, ein reiches und faszinierendes Land.

Bir arazi veya hayvancılık olabilirdi mesela.
Land oder Rinder oder irgend etwas.

Çok güzel bir arazi, buna hiç şüphe yok.
Das ist gutes Ackerland, da besteht kein Zweifel.

Yalnızca en iyilerin girebildiği çorak, boş bir arazi.
Leeres Land, in dem nur die besten.

Önce bir arazi almanız gerekiyor değilmi?
Sie möchten zuerst ein Grundstück erwerben?

Çinliler Sokağında bir arazi almıştım.
Ich habe am Ende der Chinesengasse ein Grundstück gekauft.

O bir arazi motosikleti ve Vic sürekli hasta oluyor. Lanet olsun.
Verdammt, es liegt an dem Motorrad, dass sie ständig krank ist.

Portekiz seyahat: Onun geçmiş sadık bir arazi.
Reisen Portugal: Ein Land treu seine Vergangenheit.

Haritada yeşil bir arazi parçasını görebilirsiniz.
Auf der Karte können Sie sehen, ein grünes Stück land.

Dhanna ve Suva 10 ay kadar önce bir arazi aldı.
Suva und Dhanna haben vor etwa zehn Monaten Land gekauft.

Bir ünvan, ufak bir arazi, ve bunları sağlayacak irade.
Einem Namen, etwas Land und dem Willen, ihm etwas abzutrotzen.

Üzerine bir ev inşa etmek için bir arazi satın aldı.
Ich habe ein Grundstück gekauft, um ein Haus darauf zu bauen.

Bakir bir arazi, etrafında da şehrin en büyük gelişme alanları bulunuyor.
Unberührtes Land, umgeben von den Hauptwachstumsgebieten der Stadt.

Aldığı parayla Yahudanın bir arazi satın aldığını; müteakiben yere.
Von dem Geld, das Judas erhält, kauft er ein Grundstück.