BIR AYAK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Isim
Fuß
ayak
feet
fit
metre
yürüyüş
ayaklar
bir ayağını
bacağını
yürüme
foot

Bir ayak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bir ayak.
Einen Fuß.
Sadece bir ayak.
Nur in den Fuß.
Bir ayak buraya.
Einen Fuß hierhin.
Ve işte bir ayak.
Und hier ein Fuß.
Bir ayak görüyorum!
Ich sehe einen Fuß.
Tehlikeli bir ayak.
Gefährlichem Fuß.
Bir ayak diğerinin önüne.
Ein Fuß vor den anderen.
İki el, bir ayak.
Eine Hand, zwei Füße.
Bir ayak diğerinin önüne.
Einen Fuß vor den anderen.
Çok iyi bir ayak masajı.
Sehr gute Fuß Massage.
Her Gerçeklikte Bir Ayak.
Ein Fuß in jeder Realität.
Bu bir ayak.
Das ist ein Fuß.
Asla unutamayacağım bir ayak.
Ich vergesse niemals einen Fuß.
Bunu bir ayak işi gibi düşün.
Mache es wie ein Bote.
Geliyoruz. Evet, bir ayak buraya.
Den Fuß hierhin. Wir kommen.
Bir ayak diğerinin önünde.
Einen Fuß vor den anderen setzen.
Aman Tanrım! Bir ayak klonlamışlar!
Gott! Sie haben einen Fuß geklont!
Bir ayak, diğer ayak..
Ein Fuß, der andere Fuß..
Beni ezmeye çalışan büyük bir ayak yok.
Kein riesiger Fuß will mich zerquetschen.
Tamam. Bir ayak diğerinin önüne.
Einen Fuß vor den anderen. Ok.
Diğeri mezara koşturmakta. Beni bilirsin, bir ayak beşikte.
Einen Fuß in der Wiege, den anderen im Grab.
Bir ayak klonlamışlar! Aman Tanrım!
Gott! Sie haben einen Fuß geklont!
Bak işte şöyle: bir ayak şuradakı oyuğa, sonra… vazgeçmeyin.
Den Fuß in die Nische da, dann.
Bir ayak gibi iltihaplanmış gibiydi.
Es schien entzündet zu sein, wie ein Zeh.
Sadece, um… Bir ayak diğerinin önünde. HI-hı.
Ähm, einfach einen Fuß vor den anderen. Aha.
Bir ayak Djamaa El Fena 20~ 25 dakikadır.
Ein Fuß Djemaa El Fna ist 20~ 25 Minuten.
Lady Montague, Sen, bir ayak bir düşman aramaya karıştırın bileceksin.
Lady Montague Du sollst nicht rühren einem Fuß auf einen Feind zu suchen.
Bir ayak… birbirlerini yemeye başladılar.
Nicht einen Fuß… anfingen, sich anzuknabbern.
Adam ordudan bir ayak ve çivi mantarı getirdi ve 40 yıldır onunla yaşadı.
Ein Mann brachte einen Fuß- und Nagelpilz aus der Armee und lebte 40 Jahre mit ihm zusammen.
Bir ayak ön duvara bir ayak arkaya.
Einen Fuß gegen die vordere Wand und einen gegen die hintere Wand.
Sonuçlar: 144, Zaman: 0.0292

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca