BIR BAŞPARMAK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Bir başparmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
O bir başparmak mı?
Das soll ein Daumen sein?
Dört parmak, bir başparmak.
Vier Finger, ein Daumen.
Bir başparmak nasıl yapılır?
Daumen hoch machen?
İki parmak ve bir başparmak.
Zwei Finger und ein Daumen.
Bir başparmak buraya, diğeri buraya.
Ein Daumen dort, einer genau dort.
Essen ve Kullander, E-Cate sağlam bir başparmak kazandırdı.
Essen und Kullander gaben dem E-Cat einen kräftigen Daumen.
Bir başparmak eksikliği- ihtiyaç, yalnızlık;
Das Fehlen des Daumens- die Notwendigkeit, Einsamkeit;
O yüzden şimdi bize bir başparmak ve meme ucu lazım.
Ist ein Finger und eine kleine Titte um es zu beweisen. Und was wir jetzt brauchen.
Erkek cinsel organı ya da aşağıyı gösteren büyük bir başparmak.
Entweder ein männliches Glied oder ein dicker Daumen nach unten.
Yeşil bir başparmak ve biraz toprak aldın mı?
Haben Sie einen grünen Daumen und ein bisschen Land?
M3Server tek durak çözüm ve performans için bir başparmak yukarıya alır.
M3Server zeigt Ihnen die Daumen für eine Lösung und Leistung aus einer Hand.
Ne değil bu günlerde bir başparmak sürücüye sığacak mı? 16GB sürücüler 50$ gibi!
Was nicht heute auf einen USB-Stick passen? 16GB Laufwerke sind wie$ 50!
Ve burada buluşalım. Ekibinizi topladıktan sonra, bana bir başparmak emojisi gönderin.
Wenn ihr eure Crew habt, schickt mir ein Emoji mit Daumen hoch.
Yeşil bir başparmak olan insanlar, malçlamanın bahçedeki bir zorunluluk olduğunu bilirler.
Menschen mit einem grünen Daumen wissen, dass Mulchen im Garten ein Muss ist.
Bazen biraz zaman alabilir Çünkü iyi durumdaki bir başparmak ile.
Mit einem gut platzierten Daumen. Denn manchmal kann man ein bisschen Zeit gewinnen.
Çok büyük bir başparmak yukarıya ve güçlü bir öneri verme konusunda hiçbir vasıfımız yok.
Wir haben überhaupt keine Bedenken, ihm einen großen Daumen hoch und eine starke Empfehlung zu geben.
Olmak ftalat ücretsiz büyük bir bonus ve benden büyük bir başparmak alır.
Sein Phthalate kostenlos ist ein großer Bonus und bekommt einen großen Daumen hoch von mir.
Ben rengi seviyorum ve bu seks oyuncak kendi materyalleri için benden büyük bir başparmak alır.
Ich liebe die Farbe und dieses Sexspielzeug bekommt einen dicken Daumen von mir für seine Materialien.
Sizin için fazladan bir kaç başparmaklı daha getirdik Kaptan.
Wir haben weitere Daumen für dich rekrutiert, Skipper.
Oldukça iri bir insan başparmağının iki katı büyüklüğünde bir şey.
Es besitzt etwa die Größe wie zwei eurer seltsam großen menschlichen Daumen.
Ama bizim sayemizde hâlâ bir başparmağınız var.
Aber Dank uns haben Sie immer noch einen Daumen.
Bir parmak, bir başparmağı.
Ein Finger, ein Chord.
Bir başparmağım vardı, 85 dolarım vardı ve San Fransisco, Californiaya gittim-- kendime bir sevgili buldum-- ve-- 80lerde AIDS ile ilgili bir organizasyonda çalışma gereği duydum.
Ich hatte einen Daumen, ich hatte 85 Dollar, und es schlug mich nach San Francisco in Kalifornien- ich fand einen Liebhaber- und damals in den 80ern fand ich es wichtig eine Arbeit bei AIDS-Organisationen aufzunehmen.
Eskiden bir başparmağım vardı İyi yapmışsın.
Ich war mal Daumenlutscherin und hab dann aufgehört. Gut gemacht.
Şimdi söyle bakalım, senin de benim gibi yeşil bir başparmağın oldu mu?
Habt ihr auch so einen grünen Daumen wie ich?
Bir saniye sonra büyük bir başparmağı ve iyice nasırlı bir işaret parmağı ile testis torbasını avcunun içinde sıkıca tutuyor.
Eine Sekunde später hatte er, mit einem großen Daumen und einem stark verhornten Zeigefinger, das Skrotum sicher in seinem Griff.
Bir saniye sonra büyük bir başparmağı ve iyice nasırlı bir işaret parmağı ile testis torbasını avcunun içinde sıkıca tutuyor. Sonra kendisine doğru çekti, aynen bu şekilde, bıçağı aldı ve ucunda tuttu.
Eine Sekunde später hatte er, mit einem großen Daumen und einem stark verhornten Zeigefinger, das Skrotum sicher in seinem Griff, und er zog es zu sich heran, so, und er nahm das Messer und setzte es an der Spitze an.
El ve bıçak bir bütün. Başparmak şuraya.
Die Hand und das Messer sind eins. Handgelenk locker und Daumen hier.
Başparmak kalınlığında bir sopa ile.
Mit einem Stock, dick wie ein Daumen.
Başparmak bir elin işlevinin yüzde 40ından sorumludur.
Der Daumen ist für 40% der Handfunktion verantwortlich.
Sonuçlar: 171, Zaman: 0.0322

Farklı Dillerde Bir başparmak

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca