Bir fanatik Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kocam bir fanatik.
Tanımıyorsun onu, tam bir fanatik.
Sen bir fanatiksin.
Çılgınca bir fanatik.
Manyak bir fanatiksin Jack.
Çünkü o bir fanatik.
Bir fanatik gibi konuşuyordu Julieta.
Ya da bir fanatik.
Bir fanatik onu 1948 de öldürdü.
Lex, o bir fanatik.
William Lloyd Garrison tam bir fanatiktir.
Beyinsiz bir fanatik olarak.
Adam teoloji okulundan bir fanatikti.
Sadece bir fanatik Pazar günü çalışır.
Çünkü o bir fanatik.
Sadece aptal bir fanatik olduğunu mu sanıyorsun?
Çünkü adam bir fanatikti.
Tamam, um… Bir fanatike izin vermeyeceğiz.
Kız kardeşim bir fanatikti.
Sen bir fanatiksin. Bir anarşist!
Radchenko bir fanatik.
Güzel.- Bir fanatik ordusunu… kapımıza kadar getirdim.
Neyi? Radchenko bir fanatik.
Bir fanatik, fikrini değiştiremeyen ve konuyu değiştirmeyecek kişidir.
Bu nasıl bir fanatiklik?
Wojtyla hayatı boyunca anti-komünist bir fanatikti.
Dünya çapında bir fanatik katil örgütü. İşte o zaman Kobra Kültünü keşfettim.
Bu kadın profesyonel, bir fanatik değil.
Sen dengesiz bir hayalperestsin, bir fanatiksin. Hayallerini gerçekleştirebilmek için her şeyi göze alabilirsin.
Hele ortada böyle bir fanatiklik varsa.