BIR HEMŞIREYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• eine Krankenschwester
• eine Schwester

Bir hemşireyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Bir hemşireyi öldürdü.
Er brachte eine Schwester um.

Otto dün gece bir hemşireyi öldürmüş.
Otto hat letzte Nacht eine Schwester getötet.

Bir hemşireyi arıyoruz.
Wir suchen nach einer Schwester.

Dün, o haçla bir hemşireyi öldürdü.
Er hat gestern eine Schwester mit dem Kreuz getötet.

Bir hemşireyi korkuttu.
So sagte eine Krankenschwester erschrocken.

Daha önce de bir hemşireyi şikayet etmiş.
Dieser hatte zuvor bereits eine Krankenschwester angesteckt.

Söylenenlere göre, mektup açacağıyla bir hemşireyi bıçaklamış.
Sie hat angeblich eine Krankenschwester mit einem Brieföffner erstochen.

Ben sadece bir hemşireyi vurdum… kadın olanı.
Ich erschoss nur die eine Schwester, die Frau.

Bu sebeple düşündüm… ve'' Yorkshireda bir hemşireyi nasıl bulabilirim?
Wie kann ich eine Schwester in Yorkshire finden?

Dün gece bir hemşireyi davet ettim ve o da kabul etti.
Ich hab gestern Abend eine Krankenschwester eingeladen.

Howard Ennis iki hapishane memurunu… üç doktoru ve bir hemşireyi kaçmadan önce öldürmüş.
Tötete zwei Strafvollzugsbeamte, zwei Ärzte und eine Krankenschwester, bevor er entkam.

Belki de ben bir hemşireyim ve pratiğe ihtiyacım vardır.
Vielleicht bin ich eine Krankenschwester und brauch Übung.

Howard Ennis iki hapishane memurunu üç doktoru ve bir hemşireyi kaçmadan önce öldürmüş.
Howard Ennis tötete zwei Gefängniswärter, drei Ärzte und eine Krankenschwester, bevor er flüchtete.

Dün gece bir hemşireyi davet ettim ve o da kabul etti.
Ich habe eine Krankenschwester eingeladen, sie war einverstanden.

Başka bir hastane görevlisi silahlı bir adamın,… helikopterde koltuk istediği için bir hemşireyi rehin aldığını söyledi.
Um einen Platz im Hubschrauber zu bekommen. Ein Bewaffneter nahm eine Krankenschwester als Geisel.

Jarroda söyledim bir hemşireyi göreve getirecek.
Ich sagte Jarrod, er solle eine Krankenschwester einstellen.

Ders almalıyım ya da kitap okumalıyım ya da bir hemşireyi izlemeli ya da annemle kucaklaşmalıyım.
Ich müsste einen Kurs belegen, oder einer Buch lesen, oder einen Krankenschwester beschatten, oder meine Mutter sollte mich wenigstens zuerst umarmen.

Times Meydanında bir hemşireyi öpen bir bahriyeli.
Der Seemann, der am Times Square leidenschaftlich eine Krankenschwester küsst.

Baltimore Akıl Hastanesine yatırıldı, burada bir hemşireyi öldürdü ve Chesapeake Matadoru… olduğunu iddia etti.
Wo er eine Pflegerin ermordete und behauptete, er sei der Chesapeake Ripper. Er saß in Baltimore in der Klinik für geisteskranke Straftäter.

Baltimore AkıI Hastanesine yatırıIdı,… burada bir hemşireyi öldürdü ve Chesapeake Matadoru olduğunu iddia etti.
Eingewiesen ins Baltimore State-Krankenhaus für geistesgestörte Straftäter, wo er eine Krankenschwester tötete und sich damit als Chesapeake-Ripper ausgab.

Dr. Brewster çalkantılı arzularını kontrol edemediği bahanesiyle bu koğuşta bir çok hemşireyi baştan çıkarmaya çalışmıştır.
Dr. Brewster versuchte schon öfter Schwestern seiner Station… zu verführen, angeblich aus unkontrollierbaren Impulsen heraus.

Bir hemşirenin işte bedava öğle yemeği alamaması ne kadar kötü?
Wie arm ist das, eine Krankenschwester bekommt kein gratis Essen auf der Arbeit?

Dün bir hemşireydim ve bugün de bir kafede garson muyum?
Gestern war ich Krankenschwester und heute Kellnerin in einem Café?

Betty isimli bir hemşireye saldırmışsın.
Du hast eine Schwester angegriffen, ihr Name ist Betty.

Annen bir hemşireydi. Baban itfaiyeciydi.
Ihre Mom war Krankenschwester, Ihr Dad ein Feuerwehrmann.

Eskiden burada çalışan bir hemşireye benziyorsun, adı Lavernedü.
Sie sehen aus wie eine Schwester, die hier mal arbeitete und Laverne hieß.

Annesi bir hemşireydi ve Lisa bir doktor olacak.
Ihre Mutter war Krankenschwester und Lisa wird Ärztin.

İsterseniz yarına bir hemşire ayarlarım.
Ich kann für morgen eine Schwester bestellen.

Bir hemşire kurtarmış.
Eine Schwester rettete ihn.

Annem bir hemşireydi.
Meine Mutter war Krankenschwester.