Bir ortağı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir ortağı vardı.
Heinin bir ortağı var.
Bir ortağı var.
Er hatte einen Partner.Starkın bir ortağı var.
Stark hatte einen Partner.Bir ortağı varmış.
Er hatte einen Partner.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
ortak noktamız
ortak bir arkadaşımız
ortak bir düşmanımız
kurucu ortağıortak yönümüz
ortak bir noktamız
eski ortağımyeni ortağımortak girişim
ortak bir amaç
Daha
Fiillerle kullanım
Wileynin bir ortağı varmış.
Wiley hat einen Partner.Bir ortağı vardı.
Ich hatte einen Partner.Ve ben bir ortağı vardı.
Und ich hatte einen Partner.Bir ortağı olmalı.
Gagein bir ortağı var.
Gage muss einen Partner haben.Bir ortağı olabilir mi?
Könnte er einen Komplizen haben?Gagein bir ortağı var.
Gage muss einen Komplizen haben.Acostanın gemide kesinlikle bir ortağı vardı.
Acosta hatte definitiv einen Partner an Bord.Belki bir ortağı olabilir.
Vielleicht ein Partner.Bay Keck değil, tespit edemediğimiz bir ortağı yaptı.
Bence bir ortağı var.
Ich glaube, er hat einen Partner.Gitmen için seni ikna ettiyse ve bir ortağı varsa önemli.
Spielt es, wenn sie dich zum Gehen überredet hat und sie einen Komplizen hat.Bence bir ortağı var. Hayır.
Nein. -Er hatte einen Komplizen.Ya da arabalı bir ortağı var.
Oder sie hatte einen Komplizen mit Bir ortağı var. Birincisi: Wade Crewesun polise hiç bahsetmediği.
Zum Ersten, dass Wade Crewes einen Komplizen hatte, von dem er der Polizei nichts erzählte.Moyersoenun bir ortağı var.
Moyersoen hat einen Komplizen.Marienin kocası, Çavuş Hollisterın, Jacob Spoke adında bir ortağı varmış.
Maries Mann, Sergeant Hollister, hatte einen Partner, Jacob Spoke.Batıda bir ortağı vardı.
Er hatte im Westen einen Partner.Takımımın bir ortağı olun: hiçbir uzmanlık bilgisine ya da teknoloji bilgisine ihtiyacın yok.
Werden Sie ein Partner unseres Teams: sie benötigen keine besonderen Erfahrungen oder technologischen Kenntnisse.Dan Jenkinsin bir ortağı var.
Dan Jenkins hat einen Partner.Nicholsın bir ortağı var gibi görünüyor.
Scheinbar hat Nichols einen Komplizen.Belki de Marcusun bir ortağı vardı.
Oder Marcus hatte einen Partner.Bitcoin, Café Casinonun bir ortağı olduğunuzda bekleyebileceğiniz tek para ve ödeme yöntemidir.
Bitcoin ist die einzige Währung und Zahlungsmethode, die Sie erwarten können, wenn Sie ein Partner von Café Casino sind.Brian Bealein bir ortağı vardı.
Brian Beale hatte einen Partner.Batıda bir ortağı vardı.
Er hatte einen Partner im Westen.
