Bir servete Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Size bir servete malolurdu.
Bu kılıç bana bir servete maloldu.
Bu bir servete patlar.
Çünkü eğer gerçekse, bir servete değer.
Sana bir servete malolmuştur.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Çünkü eğer gerçek ise, bir servete değer.
Bir servete mal oldu. Harika.
Ama bu sana bir servete mal olmalı.
Bir servete mal oluyor. Çok petrol.
Uzun zamandır kayıp Van Gogh bir servete satıldı.
Bana bir servete mal oldu.- Evet.
Bahsettiğiniz skandal size bir servete malolmuş olmalı.
Bir servete mal oluyor. Petrol sektörü.
Konseri son dakikada iptal etmek bir servete patlar.
Bu şey bir servete bedel olmalı.
Kumar bağımlılığı olmamış olsaydı Aurora bir servete konacaktı.
Yok, bu bir servete patlar.
Gerçek şu ki,bir yeğeni olan, bir servete sahip olan.
O otlar bir servete mal oldu. Lanet olsun.
Gerçek şu ki,bir yeğeni olan, bir servete sahip olan.
Bir servete mal oldu! Bu, bir düğün hediyesiydi.
Bu ufak gözetlemeler,Bana bir servete mal oluyor. Seninle takılmak ne kadar güzel olsa da.
Bir servete maloldu ama artık bana beyzade diyebilirsiniz. Hanedan armam.
Richard Wagnerin Tristanının sahnelenişi Haziran 1865te devlete bir servete mal oldu.
Bu takip bana bir servete mal oluyor. Seninle takılmak zevkli de.
Geronimo, kendi lanet katran resimlerini bir servete satıp ganimeti bizzymle paylaşabileceğini anlamıştı. Eğer herkes bunları izzynin yaptığına inanmaya devam ederse tabii.
Bir serveti vardı.
Bu antikaIar bir servet değerinde!
Bu bebek bir servet değerinde!
Bana bir servet borçlusun zaten.