Bir soytarı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tam bir soytarı.
Bunu neden yapıyorsun? O bir soytarı.
Ben bir soytarı mıyım?
Gülmeyen bir soytarı.
Bir soytarı gibi davranıyorsun.
Bu adam bir soytarı.
O bir soytarı. Bunu neden yapıyorsun?
O aslında gerçek bir soytarı değil.
Bize bir soytarı lazım!
Tanrım, Vanessa, o bir soytarı.
Bize bir soytarı lazım.
İki kraliçe arasında bir soytarı.
İçeriye bir soytarı gibi daldım.
Demek istediğim adam bir soytarı.
Siyahlı bir soytarı ordusu muyuz?
Evet, aptal ve kel bir soytarı.
Siyahlı bir soytarı ordusu muyuz?
Görünmez bir beyan ile bir soytarı.
Buraya bir soytarı olarak gelen bir adam.
Ama şunu bilesin, o bir soytarı değil.
O bir soytarı, ama benim soytarım, ve ona borçluyum.
Yapma, Bones. Bu adam bir soytarı, tamam mı?
Çok iyi… Tam aklımdaki gibi bir soytarı.
Onu çeken kişi bir soytarı olduğu için değil.
Genelde öyledir. Ama şunu bilesin, o bir soytarı değil.
Bir soytarı, tek boynuzlu ata binip yunusa çak yapıyor yahu.
Şimdi fark ediyorum ki o çocuğun dışında büyük, kendini beğenmiş bir soytarı var.
Benim ülkemde'' Dişi olan bir soytarı bile kralı ısırabilir'' deriz.
Ve aptal halk seni bunun için methediyormuş.Arkamdan bir soytarı gibi davranıyormuşsun.