BITKILERLE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Pflanzen
• mit Kräutern
• Vegetation

Bitkilerle Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Ve bitkilerle.
Und die Pflanze.

İkinci yılındaki bitkilerle.
Pflanze im 2. Jahr.

Ve bitkilerle beslenir.
Und die Pflanzen nährt.

Zehirli hayvan ve bitkilerle temas.
Kontakt mit giftigen Tieren und Pflanzen.

Bitkilerle Müzik Yapmak.
Mit Pflanzen Musik machen.

Arlettein bitkilerle arası yok.
Arlette kümmert sich nicht um die Pflanzen.

Bitkilerle her şey yolunda mı?
Alles in Ordnung mit den Pflanzen?

Ardında ölü bitkilerle iz bırakır.
Und hinterlässt eine Spur toter Vegetation.

Bitkilerle desteklenmesi gerekiyor.
Die Pflanzen müssen gestützt werden.

X20-X29 Zehirli hayvan ve bitkilerle temas.
X20-X29 Kontakt mit giftigen Tieren und Pflanzen.

Ben bu bitkilerle mutluyum.
Ich bin glücklich mit Kräutern.

Bağlantın var gibi görünüyor. Bitkilerle, Trans Solucanlarla.
Pflanzen, Transwürmer. Sie haben eine Verbindung zu Dingen.

Havayla, bitkilerle, haşerelerle.
Wetter, Pflanzen, Ungeziefer.

İhtiyacı olanı çalarak, vahşi hayvanlarla ve bitkilerle yaşayarak.
Stiehlt, was er braucht, lebt von wilden Tieren und Pflanzen.

Bitkilerle ilgili şaşırtıcı gerçekler.
Verblüffende Fakten über Pflanzen.

Yasemin Ülgen: Peki hangi bitkilerle ilgileniyorsun?
Nordbuzz: Welche Pflanzen interessieren Sie?

Seni bitkilerle tedavi etmeye çalışıyor.
Er will dich mit Kräutern heilen.

İlk bakışta bulduğumuz bitkilerle uyuşuyor ama ekstrası var.
Passt zu den Pflanzen, die wir fanden, plus einigen Extras.

O bitkilerle ne halt ettiğini sanıyordun?
Was sollte das mit den Pflanzen?

Önceleri insan toplulukları yaban hayvan ve bitkilerle geçiniyorlardı.
Zuvor hatten die Menschen von wilden Tieren und Pflanzen gelebt.

Nefrit: Bitkilerle Nasıl Tedavi Edilir?
Nephritis: Wie Mit Pflanzen Behandeln?

Kompozisyonu canlı veya yapay bitkilerle güçlendirebilirsiniz.
Sie können die Zusammensetzung mit lebenden oder künstlichen Pflanzen verstärken.

Senin bitkilerle ilgilendiğini sanıyordum.
Ich dachte, du interessierst dich für Pflanzen.

Kuraklığa dayanıklı, sukulentler ve yerli bitkilerle dolu bir kayalık bahçem var.
Ich hab nur trockenheitstolerante, sukkulente, heimische Pflanzen.

Ben sadece bitkilerle ilgilenmek için burdayım.
Ich kümmere mich hier um die Pflanzen.

Kuraklığa dayanıklı, sukulentler ve yerli bitkilerle dolu bir kayalık bahçem var.
Ich habe trockenheitsverträgliche Sukkulenten, heimische Pflanzen, Steingarten.

Babam bitkilerle konuşuyor, onlar da büyüyor.
Papa redet mit den Pflanzen, bis sie groß werden.

X28 Zehirli bitkilerle temas diğer, tanımlanmış.
X28 Kontakt mit sonstigen näher bezeichneten giftigen Pflanzen.

Bitkilerle ve ağaçlarla bağımı oluşturan'' yeşillik'' var.
Das Grün hält mich mit den Bäumen und Pflanzen verbunden.

Yani organik olarak saf bitkilerle beslenen vücudu artık titanyumla mı kaplı?
Also ist sein Körper… sein organisch reiner, mit Gras ernährter Körper ist voll mit Titanium?