Damar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Yüksel Damar.
Damar ve Garak demek.
Sarah, damar bul.
Sana inanıyorum Damar.
Bir damar bul işte.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Sanırım madenciler buna damar bulmak'' diyor.
Üst damar örtüsü!
Damar değildi, değil mi?
Tanrım! Damar sıkıştı!
Damar bulmayı hanginiz biliyor?
Binlerce damar var burada.
Damar bulamıyorum.- Devam et!
Önce safenöz damar grefi alacaksın.
Damar size neden yardım etmeye karar verdi?
Görüyorsunuz, damar içeri doğru giriyor.
O damar zengin ve kalın, ha? Büyük,?
Bal, limon ve sarımsak:evde damar temizliği.
Bir damar patlamış.
Gözlerimizin içinde pek çok küçük damar ve sinirler mevcuttur.
Duvar, damar ve Seung-jo.
Sonuç olarak, pulmoner dolaşım sistemindeki birçok küçük damar trombüyle engellenir.
Tamam. Damar tam şurada.- Tamam.
K2 ve D3 Vitaminleri koordine çalışır ve vucudu damar ve kalp hastalıklarına karşı korur.
Ben damar bulmakta hiç zorlanmadım.
Yaşanan burun kanamalarının neredeyse tamamı bu ufak damar yapılarından kaynaklanır.
Damar iyileşiyor ama hâlâ hassas.
Severide bir damar bul ve şu tuzlu suyu tak.
Damar, gidebileceğimiz bir yer biliyor musun?
Dediğini dinleyin, o damar hiç görmediğim kadar büyük!
Damar bulamadık. -Elinden sokmaya çalışın.