Davulu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Davulu sev.
Şimdi o davulu dinle.
Davulu da yanına al.
Başlama davulu.
Bir davulu vardı.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
BAYRAK bu pis manzaraya uyuyor ve boğuyor bizim yerli ağzımız davulu.
Davulu ben çalıyorum.
Peki ya davulu yakarsam?
Davulu bana geri ver lütfen.
Şamanın Davulu, Şamanın Atıdır.
Davulu duymak istiyor Her dakika savaş.
ÇT: Mesela biz artık davulu yoğun kullanıyoruz.
O davulu bırak! Polis!
Bu sabah sizin için davulu ben çalıyor olacağım!
Davulu sanki bir Marslı çalıyor.
Yaşındayken bir arkadaşının davulu sayesinde çalmaya başlamış.
Şimdi, davulu bacaklarının arasına şöyle al.
Papua Yeni Ginede bir kabilede avcı başarısıyla gösteriş yapmaya başladığında köyün geri kalanı onu öldürüp derisinden yapılmış davulu çalarak şeytan ruhları kovar.
Genelde davulu çocuklar çalar.
Papua Yeni Ginede bir kabilede… avcı başarısıyla gösteriş yapmaya başladığında… köyün geri kalanı onu öldürüp… derisinden yapılmış davulu çalarak şeytan ruhları kovar.
Beyler… Benim hesabıma göre bunlar davulu duyacak kadar yakın yerde yaşayıp çalışıyorlar.
Bu davulu çeviriyorsunuz, kesiklerden,davulun içine doğru bakıp, animasyonun ortaya çıktığını görüyorsunuz.
Kalçaların sallanması, ayakların dolambaçlı hareketi ve el çırpmak:Köle sahiplerinin davulu yasaklamasının üstesinden bu şekilde geldiler; Haitide veya Batı Afrikanın Yoruba topluluklarında davullarla yapıldığı gibi, doğaçlama olarak karmaşık ritimler ürettiler.
Kendi zoetropumu icat ettim, davulu olmayan ve kesiklerin yerini bir video kameranın aldığı bir zoetrop şekli.
Meksika davulları bizi çağırıyor Albay.
Nazikçe davul çalarsın.
Davul istiyorum ve size yardım edebilirim.
Davulları sen mi yağlamadın?
Davul dokusu patlaması.
Davulların çoğu mahvoldu.