Dirsekleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Dirseklerin geride kalsın.
Bebeğin sipsivri dirsekleri var.
Dirsekleri kilitle Nance.
Gözleri, kulakları ve dirsekleri oluşuyor.
Dirseklerini içeride tut!
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Bu tür silahların dirsekleri vardır.
Dirsekleri masadan çekin, lütfen.
Senin halkının dirsekleri var mı, yok mu?
Dirseklerini masadan çek, Charlie.
Evet, efendim. İnsanlarının dirsekleri vardır, değil mi?
Dirseklerini iki yanında tut Shirl.
Bütün hareket boyunca dirsekleri sabit tutun.
Dirsekleri askıda olabilir, telefon edemez.
Kadın dolu tabağı onun dirsekleri arasına yerleştirdi.
El ve dirseklerine dikkat et. Biliyorum.
Eve gittiğinde, dizleri dirsekleri hep kir pas olurdu.
Dirsekleri o kadar sertti ki, bir ağacı yerinden sökebilirdi.
Yani, başın hemen altında küçük omuzlar,yuvarlak olmalı, sonra dirsekleri ve bilekleri gitmeli.
Halkının dirsekleri var değil mi?- Evet efendim.
İşin ilginç tarafı, kızlarla buluşmuşlar ve bebeklerde ne görmek isteyeceklerini sormuşlar. Gördüğünüz gibi,baldırları var ve dirsekleri esneyebiliyor ki süper kahraman işi yapabilsinler.
Bir kızın dirseklerine bakarak kaç yaşında olduğunu söyleyebileceğin mi?
Çocuk annesini dirsekleri ve dizleri ile itmeye başlar.
Dirseklerini masaya koy… eğil… yüzünü mektuba yaklaştır ve yüksek sesle oku.
Tabağına eğilmiş, dirsekleri masada duran ve sadece bardağını yudumlamak için doğrulan Hitler, çok kötü bir manzaraydı.
Dirseğini daha yukarı kaldır oğlum!
Dirseğimi şu parmaklığa çarptım da.
Dirsek yok, sarılmak yok.
Adam kendini Foremandan korumak için dirseğini kaldırdı ve Foremanda dirseğine çarptı?
Ve dirseğimi duvara vurdum. Denedim kevin, Sekebiliyor musun?
Kaval ve dirsek kemiklerinde de var.