En küçükleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
En küçükleri alın!
Özellikle en küçükleri.
En küçükleri hariç tabii.
Bis auf den Kleinsten.Hayır, bunlar en küçükleri.
Nein, dies sind die jüngsten.En küçükleri Madelinemış.
Die Kleinste war Madeline.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
küçük prens
küçük çocuklar
küçük kardeşim
küçük şeyler
küçük kızı
küçük bir kasaba
küçük dostum
küçük bir şey
küçük miktarlarda
küçük bir hediye
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
An8} Apolo Hidalgo, en küçükleri.
Apolo Hidalgo, der Jüngste.En küçükleri hariç tabii.
Bis auf die Allerkleinste.Papağanların en küçükleri arasında yer alırlar.
En küçükleri uyurgezer bir oğlan.
Das jüngste ist ein vierjähriger Junge mit der Neigung.Özellikle sen Louie, çünkü en küçükleri sensin.
Cecilia, en küçükleri, 13 yaşındaydı.
Cecilia, die Jüngste, war 13.Bir iyi olay da artık okulun en küçükleri değiliz.
Jetzt sind wir nicht mehr die Kleinsten in der Schule.Şuan en küçükleri ise 1 haftalık falan varlar.
Die Kleinsten sind gerade mal eine Woche alt.Yaşındayım, iki kız kardeşim var, en küçükleri benim.
Ich En küçükleri o olabilir ama kocaman bir kalbi vardır.
Bir tek sağlık sorunları olan en küçükleri kasabada kaldı.
Nur der Jüngste, der eine schwache Gesundheit hatte, blieb im Städtchen.Sunny, en küçükleri, farklı alanlara ilgi duyardı.
Sunny, die Jüngste, hatte andere Interessen.Birkaç ay sonra evlenecek. En küçükleri, kızım Olivia.
Meine Jüngste, meine Tochter Olivia, Und Enkelkinder. soll in ein paar Monaten heiraten.En küçükleri sensin ama muhtemelen en güçlülerisin.
Du bist die Kleinste, aber wahrscheinlich die Stärkste.Suya ekmek parçaları vedarı attılar ve en küçükleri bağırdı:“ Bakın, yeni bir kuğu!”.
Sie warfen Brot undKörner in das Wasser, und das Kleinste rief:"Seht, da ist ein neuer!".En küçükleri. 7 yaşında, ama biraz hasta.
Sie ist unsere Jüngste. Biri hariç. En küçükleri yakın zamanda evlendi, Leydi hazretleri.
Bis auf eine. Die Jüngste heiratete kürzlich, Euer Gnaden.En küçükleri, 13 yaşında olan Amerikadan Jordan Romero idi.
Der jüngste ist Jordan Romero, er En küçükleri yakın zamanda evlendi, Leydi hazretleri. Biri hariç.
Die Jüngste heiratete kürzlich, Euer Ladyschaft. Bis auf eine.En küçükleri Tabitha, diş sorunu için yüklü bir masrafı var.
Meine Jüngste, Tabitha, braucht einen Haufen Kohle für den Zahnarzt.Ve en küçükleri biziz. Dolayısıyla Jaguar konusunda ineklemeye başlasak iyi olur.
Wir sind die Kleinsten, also fangen wir an, En küçük sen misin?
Dann bist du die Jüngste?En küçük çocuklarının öldüğü yazı düşünüyordum.
Ich dachte an den Sommer, als ihre Jüngste starb.En küçük ben değilim.
Ich bin nicht der Jüngste.Ben en küçük olduğum için.
Weil ich der Jüngste bin.
