Günlüğe Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Beni günlüğe götür.
Yazsaydım eğer günlüğe.
Sollte ich Tagebuch schreiben.Şimdi yine günlüğe döneyim.
Nun zurück zum Tagebuch.Bu günlüğe atandınız.
Kişisel günlüğe ek.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
günlük kullanım
günlük yaşam
günlük hayatta
günlük doz
günlük gazete
günlük bakım
günlük geziler
günlük aktiviteler
günlük egzersiz
günlük görevleri
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Günlüğe artık ihtiyacı yok mu?
Brauchen wir die tagesschau nicht mehr?Daha sık yazacağım günlüğe artık.
Nun besuche ich das Tagebuch öfter.Günlüğe bakalım mı peki?
Ben yokken günlüğe göz kulak ol.
Bewache das Tagebuch, solange ich weg bin.Günlüğe girdiği son mesaj çok duygusaldı.
Ihr letzter Eintrag im Tagebuch war sentimental.Coville adına, lütfen bizi günlüğe getirin.
In Covilles Namen, bitte gib uns das Tagebuch wieder.Lonnie, günlüğe bir göz atar mısın!
Lonnie, was… Sieh dir das Tagebuch mal an!Bu kâğıt yastığa bantlarsam, o günlüğe girebilir. Mesela.
Wenn ich diesen Block anklebe, kann er Tagebuch schreiben.Bu günlüğe, doğduğun gün başladım.
Ich beginne dieses Tagebuch am Tag deiner Geburt.İnsanlar genelde günlüğe günün sonunda yazar.
Ins Tagebuch schreibt man normalerweise am Ende des Tages.Bu günlüğe doğduğun gün başlıyorum.
Ich beginne dieses Tagebuch am Tag deiner Geburt.Her şey derlitoplu bir şekilde… kitap ya da günlüğe yazılmalıdır.
Alles muss ordentlich in einem Heft oder Tagebuch vermerkt werden.Andy günlüğe anlatmadi ama 20 şubat 1987de.
Andy sagte dem tagebuch nichts, aber am 20.Yardım için bir günlüğe dönmek akıllıca bir stratejidir.
Ein Tagebuch als Hilfe zu nutzen ist eine kluge Strategie.Günlüğe her gün bir şeyler yazmak zorunda mıyım?
Muss ich jeden Tag etwas in das Tagebuch eintragen?Engellenen tüm işlemleri günlüğe kaydet- Engellenen tüm işlemler HIPS günlüğüne yazılır.
Alle blockierten Vorgänge in Log aufnehmen- Alle blockierten Vorgänge werden Günlüğe ne yazdıysam rahibe de onu söyledim.
Ich erzählte ihm nur, was ich ins Tagebuch geschrieben habe.Ama benim günlüğe ve rahibe ihtiyacım olmadı.
Ich brauchte keine Tagebücher oder Priester.Günlüğe onun seni ne kadar özel hissettirdiğini yaz. Acele etme.
Nicht so schnell. Sag dem Tagebuch wie glücklich er dich macht.Bir bloga, günlüğe veya wikiye erişin.
Greifen Sie auf einen Blog, ein Tagebuch oder ein Wiki zu.Günlüğe yazılan özel bilgileri kimsenin görmesi istenilmemektedir.
Die Informationen in einem Tagebuch soll niemand sehen können.O bahsettiği günlüğe bakmak istediğimi söyleyince, reddetti.
Ich wollte das Tagebuch sehen, aber er weigerte sich.Günlüğe göre… Al Zuras defalarca gümüş ejderha görmüş.
Laut Tagebuch hatte Al-Zuras eine wiederkehrende Vision von einem silbernen Drachen.Bilmiyorum. Şu günlüğe bir daha bak bakalım bir şey bulacak mısın.
Keine Ahnung, warum siehst du dir nicht noch einmal das Tagebuch an, vielleicht findest du ja etwas.Günlüğe göre Reginald öldürüldükten sonra cesedi yatak odasına yerleştirilmiş.
Laut Tagebuch schien Reginalds Leiche im Schlafzimmer drapiert.
