Hardison Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hardisonun işi.
Teşekkürler, Hardison.
Hardison, dinle.
Onun için Hardisona teşekkür et.
Hardison bile bunu biliyor!
Daha hedefi araştırmadık bile.- Hardison.
Hardison bunları nereden bulmuş?
Başvuru saçmalık. Hardison eskiden bana işi verirdi.
Hardison, bunları nereden buldun?
Hepimiz tanıştığımızda Hardison dışında her birinizle rastlaşmıştı.
Hardison seni bana emanet etti.
Ama Harry ve Eliot, Bruneide Hardisona… suçluları iade etmede yardım ederken suç işleyemeyiz ki.
Hardison olsa aynısını yapardı.
O Kadeem Hardisondan daha azgın.
Hardison e-postayı alacak.
Adamlarına söyle, Hardisonu çözsünler Parker ve Sophienin de gitmelerine izin ver.
Hardison arabada kalmak zorunda değildi.
Eliot, Hardison, beni duyuyor musunuz?
Hardison bana kapının şifresini verdi.
Hey, Hardison olmana ihtyiacımız yok.
Hardison, bilgisayarının yanında mısın?
Eliot, Hardison, siz gidip Fred Bartleyyi bulun.
Hardison, dosyaları bulabildin mi?
Sence Hardison, doğum günümde beni kutuya koyar mı?
Hardison düştü ve bacağını kırdı.
Kareem Hardison da farklı bir dünyadaki Dwayne Wayne.
Hardison sayesinde her türlü belgeye ulaştım.
Eliot, Hardison. Paula saldıran yerel saldırganı bulun.
Hardison, generalin online profilini değiştirdi.
Sanırım Hardison ve benim bu kadar iyi anlaşmamızın nedeni… beni ilk gören kişinin o olması.