Hayalete Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hayalete nişan alın!
Zielt auf den Geist!Öldüm ve bir hayalete dönüştüm.
Hayalete benziyorlar.
Dayan Bulworth! Hayalete değil!
Hayalete mi çevirdi?
Ein Gespenst verwandelt hat?Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Şimdi ikimiz de hayalete benziyoruz.
Hayalete bakıyor gibiyim.
Sieht aus wie ein Geist.Operadaki Hayalete Aşık Oldum.
Hayalete inanmıyor musun?
Glaubst du nicht an Gespenster?Ama bu benim hayalete pek benzemiyor.
Aber er sieht nicht aus wie mein Geist.Hayalete ödeme yapabilir miyiz?
Können wir den Geist bezahlen?Hırsız, bir çeşit hayalete benziyor.
Der Dieb scheint eine Art Geist zu sein.Bir hayalete benziyor.
Sieht wie ein Gespenst aus.Bir de onu ucube bir hayalete dönüştürme.
Machen Sie ihn nicht zu einem Geist.Sen hayalete benziyorsun.
Du siehst aus wie ein Gespenst.Yani tanıdığım hayalete uzatma lazım.
Der Geist, den ich kenne, braucht mehr Zeit.Bunu hayalete mi anlattın?
Hast du das dem Phantom erzählt?Çünkü köpekler hırsıza ve hayalete inanırlar.
Ich erinnerte mich, dass Hunde an Diebe und Geister glauben.Bir hayalete yardım edemeyiz.
Wir können einem Geist nicht helfen.Teşekkürler ahbap. Hayalete ödeme yapmalıyım.
Ich muss den Geist bezahlen. Gracias, Amigo.Hayalete değil! Dayan Bulworth!
Kein Gespenst! Mach weiter, Bulworth!Gerçekten diyorum, hayalete benziyordu yani.
Er sah wirklich aus wie der Geist eines Butlers.Hayalete saldırması çok havalıydı.
Wie cool er den Geist angegangen ist.Ne insana ne de hayalete benziyorlardı.
Sie würden weder wie Menschen noch wie Gespenster aussehen.Hayalete karşı ne işe yarayacak ki?
Was nützt der gegen ein Gespenst?- Eben?Uyuklayan yolcu yüzlerce defa hayalete sordu.
Wohl hundertmal fragte der schlummernde Reisende dieses Gespenst.Baba… hayalete ödeme yapabilir miyiz?
Dad. Können wir den Geist bezahlen?Bir şey oldu ve insanlar bunu bir hayalete bağladılar.
Etwas geschah und die Menschen hängten einen Geist dran.Kutsal Hayalete ihtiyacın var, Frank!
Du brauchst den Heiligen Geist, Frank!Bak, kitabı kim aldı bilmiyorum ama ona ya da hayalete ihtiyacın yok.
Wer immer das Buch hat, du brauchst es nicht und auch keinen Geist.
