ITHALATINI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Isim
Import
ithalat
alma
i̇çe aktarma
içeriye aktarmak
i̇çe aktarım
import işlemleri

Ithalatını Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Pier 9 ithalatını yönetiyorum.
Ich leite"Pier 9 Imports.
Yönetiyorum. Pier 9 ithalatını.
Ich leite"Pier 9 Imports.
Domates ithalatını değerlendiriyoruz.
Import von Tomaten erwogen.
İngiltere bütün dantel ithalatını yasaklıyor.
England verbietet den Import aller Spitzen.
Rhode Island köle ithalatını yasaklama İngilterenin Kuzey Amerika kolonilerinin ilk olur.
Rhode Island ist der erste von Britain's nordamerikanischen Kolonien, die Einfuhr von Sklaven zu verbieten.
Rusya Ukrayna şekerleme ithalatını askıya.
Russland stoppt Einfuhr ukrainischer Süßigkeiten.
Te Fransadan ipek ithalatını protesto ettiler.
Protestierten sie gegen den Import von französischer Seide.
Irak Türkiyeden yaptığı yumurta ithalatını durdurdu.
Der Irak hat den Import von Eiern aus der Türkei gestoppt.
Ticaret anlaşmaları, Avustralyanın laboratuvarda yetişen et ithalatını bilimsel bir gerekçe olmaksızın reddetmesini durduracak.
Handelsabkommen verhindern, dass Australien die Einfuhr von Fleisch aus Laborbetrieben ohne wissenschaftliche Begründung ablehnt.
Çatışma bölgelerinden yapılan doğrudan veya dolaylı, tüm saf elmas ithalatını önlemeliyiz.
Wir müssen den direkten oder indirekten Import sämtlicher Rohdiamanten aus Konfliktgebieten unterbinden.
Rusya Kanadalı domuz ithalatını kısıtladı.
Russland hat die Einfuhr von kanadischen Schweinefleisch beschränkt.
Öte yandan Kırgızistan hükümeti, domuz gribi nedeniyle, Meksika ve ABD; den et ithalatını durdurdu.
Gleichzeitig stoppte die Regierung jedoch den Import von Schweinefleisch aus Mexiko und den USA.
Yıllardan beri yasaklı maddelerin ithalatını ve ihracatını yapıyor.
Seit vielen Jahren importiert und exportiert er verbotene Substanzen.
Mid-1861 olarak, Birlik deniz ablukası neredeyse pamuk ihracat ve üretilen malların ithalatını kapattı.
Bis Mitte 1861 schließt die Union Seeblockade praktisch den Export von Baumwolle und die Einfuhr von Fertigwaren.
Rusya Moldovalı meyve ithalatını askıya.
Russland suspendiert Einfuhr von Obst aus der Republik Moldau.
Tomsk Gümrük, aşırı materyallerin ithalatını durdurdu.
Die Zollverwaltung von Tomsk hat den Import von extremistischen Materialien eingestellt.
Ukraynanın Rusyadan domuz ithalatını yasakladı.
Ukraine verbietet Einfuhr von russischem Schweinefleisch.
Ama biz otoriter, anti-demokratik ve dinsel fanatik görüşlerin ithalatını kabul etmiyoruz.
Aber wir akzeptieren nicht den Import autoritärer, antidemokratischer und religiös-fanatischer Ansichten.
Rusya Polonyalı meyve ve sebze ithalatını yasakladı.
Russland verbietet Einfuhr von Obst und Gemüse aus Polen.
Monsantonun ele geçirilmesiyle, glifosat, GDO ürünlerinin ve hormonla tedavi edilen etin ithalatını nasıl yasaklayabilirdik?
Wie könnten wir mit der Übernahme von Monsanto Glyphosat, den Import von GVO-Produkten und hormonbehandeltem Fleisch verbieten?
Rusya ABD kümes hayvanları ithalatını yasakladı.
Russland verbietet Einfuhr von Geflügelfleisch aus den Vereinigten Staaten.
Rusya, Ukraynadan süt ürünleri ithalatını yasakladı.
Russland verbietet Einfuhr von ukrainischen Milchprodukte.
Rusya, Yeni Zelanda sığır eti ithalatını yasakladı.
Russland hat den Import von neuseeländischem Rindfleisch verboten.
Halk Cumhuriyeti şimdi plastik atıkların ithalatını neredeyse tamamen durdurdu.
Die Volksrepublik hat den Import von Plastikmüll mittlerweile jedoch fast vollständig eingestellt.
Er ocaktan beri 2018,Çin birçok atık kategorisinin ithalatını engellemeye karar verdi.
Seit 1er Januar 2018,China hat beschlossen, den Import von vielen Kategorien von Abfällen zu blockieren.
Er Ocak 2018tan bu yana,Çin birçok atık kategorisinin ithalatını engellemeye karar verdi.
Seit 1er Januar 2018,China hat beschlossen, den Import von vielen Kategorien von Abfällen zu blockieren.
Geçtiğimiz yıl, Türkmen hükümeti de yabancı ürünlerin ithalatını önemli ölçüde azaltmaya karar verdi.
Im vergangenen Jahr hatte die turkmenische Regierung auch beschlossen, den Import ausländischer Produkte drastisch zu senken.
İthalat ve ihracat.
Import und Export.
Ithalat kadar önemli olduğunu düşünüyor. Ve bu problem oluyor tabii, ihracatın da.
Das ist ein Problem, weil sie meint, dass der Export genauso wichtig sei wie der Import.
Çarşamba günü, Pekin Avrupa şarap ithalatı içine anti-damping ve anti-sübvansiyon probları başlattı.
Am Mittwoch startete Peking Anti-Dumping-und Anti-Subvention Sonden in die Einfuhr von europäischem Wein.
Sonuçlar: 42, Zaman: 0.0233
S

Ithalatını eşanlamlıları

import alma

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca