KALITSAL ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Sıfat
erblich
kalıtsal
genetik
kalıtımsal
bir miras
hereditäre
kalıtsal
herediter
vererbte
erbliche
kalıtsal
genetik
kalıtımsal
bir miras
erblichen
kalıtsal
genetik
kalıtımsal
bir miras
erblicher
kalıtsal
genetik
kalıtımsal
bir miras
vererbbare
kalıtsal
genetik
vererbten

Kalıtsal Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kalıtsal hastalık.
Vererbte Krankheit.
GENETİK: Kalıtsal.
Genetisch: erblich.
Kalıtsal hastalık.
Vererbte Erkrankung.
Doğuştan veya kalıtsal.
Angeboren oder erblich.
Kalıtsal monarşi.
Hereditäre Monarchie.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Aileler Belirli kalıtsal özellikler.
Familien, bestimmte genetische Merkmale.
Kalıtsal hastalıklar.
Vererbte Krankheit.
Buradan gelmiş. Kalıtsal olmuş bir şekilde.
Daher kam das. Irgendwie ist es vererbbar geworden.
Kalıtsal hastalıklar.
Vererbte Erkrankung.
Kolobom spontan olabilir veya kalıtsal olabilir.
Kolobom kann spontan auftreten oder es kann vererbt werden.
Kalıtsal hastalık.
Genetische Erkrankungen.
( Hereditary Genius( Kalıtsal Deha) adlı eserin yayınlanması).
Heredity Genius(Vererbte Genialität) veröffentlicht.
Kalıtsal hastalıklar.
Genetische Erkrankungen.
Hastalığın genetik veya kalıtsal bir bileşeni olabilir.
Es kann eine genetische oder vererbte Komponente der Krankheit geben.
Bunun kalıtsal olması mümkün mü?
Ist das vererbbar?
Tüm yapıcılarda olduğu gibi, prototip nesne örneklerin kalıtsal özelliklerini ve yöntemlerini belirler.
Wie bei allen Konstruktoren diktiert das Prototyp-Objekt die geerbten Eigenschaften und Methoden der Child-Elemente.
Kalıtsal olmuş bir şekilde.
Irgendwie wurde das erblich.
Çocukluk çağı lösemi kalıtsal olabilir, gen çalışma gösterir.
Leukämie im Kindesalter kann vererbt werden, zeigt eine Genstudie.
Kalıtsal olmaması gerekiyordu.
Es soll nicht vererbbar sein.
Matematik öğrenme güçlüğünün kalıtsal veya gelişimsel olduğuna inanılmaktadır.
Dass Lernschwierigkeiten in der Mathematik erblich oder entwicklungsbedingt sind.
Kalıtsal olması gerekmiyor.
Es ist eigentlich nicht vererbbar.
Hücreler aynı zamanda vücudun kalıtsal materyalini içerir ve kendilerinin kopyalarını çıkarabilirler.
Cells enthalten auch das genetische Material eines Körpers und können Kopien von sich selbst machen.
Kalıtsal Ataksi Bakış( son revizyon 2012).
Hereditäre Ataxie Übersicht(letzte Revision 2012).
Migren, kalıtsal olabilir.
Migräne kann erblich sein.
Bu kalıtsal veya genetik olabilir.
Es kann erblich oder Genetik.
Bulaşıcı, kalıtsal ya da öldürücü değildir.
Nicht ansteckend, tödlich oder erblich ist.
Kalıtsal olmuş bir şekilde. Buradan gelmiş.
Daher kam das. Irgendwie ist es vererbbar geworden.
Bulaşıcı, kalıtsal ya da öldürücü değildir.
Sie ist weder ansteckend, erblich oder tödlich.
Kalıtsal algılama otonomik neropati, birinci tip.
Hereditäre sensorische autonome Neuropathie, Typ 1.
ADPKD-( dominant kalıtsal polikistik böbrek hastalığı).
ADPKD-(dominante hereditäre polyzystische Nierenerkrankung).
Sonuçlar: 270, Zaman: 0.0417
S

Kalıtsal eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca