Kaskatı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tahta gibi kaskatı.
Evet, kaskatı kesilmişti.
Gergin değilim. Soğuktan kaskatı oldum.
Kaskatı donmuş durumda.
Çoktan kaskatı olmuş!
Kaskatı kalmış, kafatası testereyle kesilmiş.
Ya sen?- Ben kaskatı oldum?
Evet, kaskatı parmaklarda hâlâ hiç güç yok.
Ve kalplerini kaskatı kıldık.
Evet, kaskatı parmaklarda hâlâ hiç güç yok.
Ve kalplerini kaskatı kıldık.
Adamın etrafında dört cansız manken kaskatı durmuş.
Herbert, kaskatı olmuşsun.
Çan çalmaya başladığında Grace kaskatı kesildi.
Ceset kaskatı kesmilmişti.
Biz onları lanetledik ve kalplerini kaskatı ettik.
Ellerim kaskatı kesilmiş.
Söylesenize memur bey,gömlekleriniz nasıl öyle duruyor? Kaskatı.
O onun koltukta kaskatı yükseldi.
Kalpleri kaskatı olur ve Allahtan tümüyle uzaklaşırlar.
Kadın şimdi kaskatı kesilmişti.
Vücudu kaskatı kesilmişken Rebeccayı geri vermemelisin.
Ruhu, duyguları kaskatı kesilmiş.
Bazısı kaskatı ve hareketsiz yatıyordu, ama çoğu güneşten kurumuştu.
Kalpler ve ruhlar kaskatı kesilmiştir.
Canınızın acısı vehayal kırıklığınız o denli büyüktür ki, kaskatı kesilirsiniz.
Diğeri ise kaskatı gerçektir.
Dipfrizde ise aynı gün alınmış 20 pirzola kaskatı hâlde duruyor.
Bu yüzden öyle kaskatı göründüğüne eminim.
Verdikleri mîsakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kaskatı yaptık.