KEEL ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• keel

Keel Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Keel Run mı?
Keel Run?

Evet onu görmediğini biliyorum Keel.
Ja. Ich weiß, du hast ihn nicht gesehen, Keel.

Keel onu istedi.
Keel wollte ihn.

Buranın yakınındaki restoranlar: The Keel Row.
Restaurants in der Nähe von The Keel Row.

Keelini seviyorum.
Ich liebe Keelin.

The Harpers Illustrateddan bu haber, Pensilvanyanın küçük bir kasabası olan Keel Rundan.
The Harper's Illustrated druckte eine Geschichte aus der einsamen Kleinstadt Keel Run in Pennsylvania.

Keel asla iz bırakmaz.
Keel hinterlässt nie Spuren.

Philipp Keel Hakkımızdaki Her Şey.
Philipp Keel Alles über uns.

Keele de böyle mi söyledin?
Hast du das Keel gesagt?

Philipp Keel Hakkımızdaki Her Şey.
Philipp Keel Alles über mich.

Keel Run, Durand gibi değil.
Keel Run ist nicht Durand.

Avukatı Keel birşey bilmediğini söylüyor.
Keel, der Anwalt, behauptet, nichts zu wissen.

Keel Run pek bilinmez.
Keel Run ist nicht für vieles bekannt.

Tüm mahal Keelinin saç ve parmak izleriyle doluydu.
Der gesamte Tatort war mit Keelins Haaren und Fingerabdrücken übersät.

Keelin geri döndü değil mi?
Keelin ist wieder da, nicht wahr?

Ama aradan bir saat geçmeden… Keel Runda kaderin çarkı maden için döndü ve kömür madeni yanmaya başladı.
Doch bevor eine Stunde vergangen war, und die Kohlemine drehte sich für Keel Run das Rad des Schicksals, fing Feuer.

Keelin, eğer kaçmayı denersen.
Keelin, falls Sie versuchen zu fliehen.

Sen de Keelini aramayı unutma tamam mı? Tamam?
Ja. Und ruf du Keelin an, ja?

Keelin bunun için acı çekmemelidir.
Keelin sollte nicht deswegen leiden.

The Keel Row yakınlarındaki restoranlar.
Restaurants in der Nähe von The Keel Row.

Keelin buradaki en tatlı insandır.
Keelin war die süßeste Person hier drin.

Selam Keelin ve benimle ilgili haberlerim var.
Ich habe Neuigkeiten, was Keelin und mich betrifft. Hey.

Keel Run fazla bilinen bir yer değil.
Keel Run ist nicht für vieles bekannt.

Bu arada Keelin seni hızlı ve nazik bir şekilde öldürecek.
In dem Fall wird Keelin sie lieb und schnell töten.

Keelin, konuyu değiştirmek istiyorum.
Keelin, ich würde gern das Thema wechseln.

Keel başka hiç bir yere gitmediğini söylemişti.
Keel sagte, er sei nie woanders gewesen.

Keel takımda bir köstebek olduğundan bahsetti.
Keel sagt, es gäbe einen Maulwurf im Team.

Keelin, bunlar Summerın sana söylediği şeyler mi?
Keelin, ist das etwas, was Summer zu dir sagte?

Keel Wharf, Liverpool, L3 4FN, Birleşik Krallık.
Keel Wharf, L3 4FN Liverpool, Vereinigtes Königreich.

Keel sizin buralarda bir yerde bir çukur kazdığınızı söyledi.
Keel sagte, ihr buddelt hier irgendwo ein Loch.