Kereviz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kereviz, evet!
Bana kereviz ver.
Kereviz daha faydalı.
Biraz kereviz al.
Kereviz hazır mı?
Aynen öyle, Bay Kereviz.
Kereviz Yok Satıyor!
Sanırım'' kereviz'' demek istedin.
Kestane, ekmek kırıntısı, kereviz.
Kereviz gerekiyor, hemen.
Votka. Domates suyu. Kereviz.
Kereviz olayını mı düşünüyorsun?
En azından denedik. Kereviz.
Şimdi kereviz olayını düşünüyorum.
Zaten ya havuç veriyorlar ya kereviz.
Pancar, kereviz, havuç, zencefil.
Biber. Teşekkür ederim! Peynir. Kereviz.
Kereviz erkekleri daha çekici yapıyor!
Bayır turpu, kereviz, domates suyu ve votka.
Kereviz çiğniyorum. Hiçbir şey duyamıyorum.
Onu votka ve kereviz ile servis etmelisiniz.
Kereviz bulmak üç farklı dükkan dolaştım.
Güzelmiş, turşu, kereviz, havuç falan, her şey var.
Kereviz sıcaktı ve benim sevdiğim gibi kıvrılmıştı.
Lezzeti artırıcı pırasa ve kereviz yapraklarını sicimle bağla.
Biraz kereviz, havuç ve çokça zencefil.
Yüksek miktarda 3-N-butyl-phthalide fitokimyasalı içeren kereviz, yüksek kan basıncının kontrol edilmesine yardımcı olmaktadır.
Bebeğim o kereviz sana ne yaptı bilmiyorum ama senin tarafındayım.
Yüksek miktarda 3-N-butyl-phthalide fitokimyasalı içeren kereviz, yüksek kan basıncının kontrol edilmesine yardımcı olmaktadır.
Sakız ve kereviz için Duvarın dışına çıkan… bir tür kaçak olduğunu iddia ediyor.