KITAP OKUMA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Buch lesen
• Lesen
• die Lesung

Kitap okuma Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Günlük Kitap Okuma.
Tägliche Lektüre.

Kitap okuma nasıl gitti?
Wie ist die Lesung gelaufen?

Lütfen kitap okuma.
Bitte lesen Sie keine Bücher.

Kitap okuma nasıl gitti?
Und? Wie ist die Lesung gelaufen?

Bütün gece kitap okuma.
Lies nicht die ganze Nacht.

Kitap okuma aşkım sürekli var.
Liebe zum immer wieder lesen.

Yaşasın kitap okuma aşkı!
Es lebe die Liebe des Lesens.

Sınırsız sayıda kitap okuma.
Unbegrenzt viele Bücher lesen.

Benim favori kitap okuma mekanım.
Mein Lieblingsort zum Lesen.

Öğleden sonraları uyku ve kitap okuma.
Nachmittags Schlafen und Lesen.

Yolda kitap okuma güzeldir.
Unterwegs ein Buch lesen ist schön.

Anne ile çocuk kitap okuma.
Mutter und Kind lesen ein Buch.

Ben de kitap okuma şeklini seviyorum.
Ich mag es, wie du liest.

Şömine karşısında kitap okuma keyfi.
Vor dem Kamin ein Buch lesen.

Kitap okuma alışkanlığı hiç yok.
Es gibt keine Gewohnheit, Bücher zu lesen.

Bahçede Uzanarak Kitap Okuma Keyfi.
Lieber im Garten ein Buch lesen.

Kitap okuma hoş bir alışkanlıktır.
Bücher lesen ist eine sehr gute Gewohnheit.

Sınıfların Bahçede Kitap Okuma Keyfi.
Lieber im Garten ein Buch lesen.

Bahçede kitap okuma sezonunu da açtım.
Auch das Cover läd zum Lesen im Garten ein.

Tuvalette uzun zaman geçirmek( kitap okuma vb.).
Längere Zeit im Badezimmer verbringen(zB Lesen).

Bahar Geldi, Kitap Okuma Zamanı.
Der Sommer geht, die Zeit zum Lesen kommt.

Kitap okuma alışkanlığı çok aşağı seviyelerdedir.
Die Angewohnheit Bücher zu lesen ist extrem niedrig.

Kindlela, iPadle ekranda kitap okuma, bu olacak.
Ipad, Kindle, Lesen am Bildschirm, das sei die Zukunft.

Ben de kitap okuma þeklini seviyorum.- Teþekkür ederim.
Ich mag es, wie du liest. Danke.

Video- Genç kız yatakta kitap okuma.
Video- Junges Mädchen, das ein Buch in der Bibliothek liest.

Boş zamanlarını kitap okuma ve yürüyüş ile geçirmektedir.
Seine Freizeit verbringt er mit Lesen und Wandern.

Kitap okuma veya bez değiştirme dersine gitme fırsatım olmadı hiç.
Ich hatte keine Gelegenheit, ein Buch zu lesen oder eine gottverdammte Kacka-Klasse zu besuchen.

Yılı için kendime 55 kitap okuma hedefi koymuştum.
Für das Jahr 2011 hatte ich mir vorgenommen, mindestens 55 Bücher zu lesen.

Aynı zamanda kitap okuma konusunda birçok imkân sağlamakta ve oldukça geniş bir kütüphaneye sahip olmaktayız.
Gelesen habe ich auch fast alles zum Thema und besitze eine umfangreiche Bibliothek.

Çocuklara sebep ve sonuç hakkında öğretmek de öyküler, oyun oyunculuk veya kitap okuma yoluyla yapılabilir.
Kinder über Ursache und Wirkung zu unterrichten, kann auch durch Geschichten, Schauspielerei oder Bücher gelesen werden.