KULAKLARIYLA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

mit den Ohren

Kulaklarıyla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kulaklarıyla Düşünmek Adorno.
Mit Adorno die Ohren spitzen.
Duygularını kulaklarıyla ifade ederler.
Die Ohren sind sehr ausdrucksstark.
Suratlarının üst tarafını kullanırlar. Duygularını kulaklarıyla ifade ederler.
Sie benutzen ihre obere Gesichtshälfte. Die Ohren sind sehr ausdrucksstark.
Bu köpek kulaklarıyla dans ediyor!
Jetzt tanzen die Tänzer bei ihm mit den Ohren.
Çünkü insan beyniyle duyar, kulaklarıyla değil.
Weil wir mit dem Gehirn hören, nicht mit den Ohren.
Evet, evet, ama kulaklarıyla ilgili bir sorunu var dostum.
Ja. Aber sie hat Probleme mit den Ohren.
Chris Martinin Çocukları Soğuk Oynayı Sevmiyorlar, Çünkü Kulaklarıyla Doğuyorlardı.
Chris Martins Kinder mögen Coldplay nicht, weil sie mit Ohren geboren wurden.
Kalça kulaklarıyla mücadelede fiziksel aktivite.
Körperliche Aktivität im Kampf mit Ohren an den Hüften.
İnsanlar onun görkemli ululuğunu gözleriyle gördüler Ve görkemli sesini kulaklarıyla duydular.
Ihre Augen sahen seine machtvolle Herrlichkeit, ihr Ohr vernahm seine gewaltige Stimme.
Rapunzel uzun bir süredir kulaklarıyla ilgili sorun yaşıyordu.
Floppy hatte schon einmal Probleme mit den Ohren.
Bundan dolayı her an ve heryerde sürekli mevcut olan Tanrıyı bügünün kulaklarıyla duymak mümkündür.
Daher die Notwendigkeit, Gott, der in jedem Augenblick und beständig gegenwärtig ist, mit den Ohren von heute zu hören.
Verdiklerini ya kendi kulaklarıyla işitmelidirler veya memlekette.
Ton hören Sie über Ihre Lautsprecher oder Kopfhörer(Headset).
Gelecek her saldırıyı gözleriyle fark edebilir ve düşmanlarının her türlü savunmasını toynaklarıyla bir anda aşabilir! Karanlıkta gizlenen düşmanları kulaklarıyla ayırt edebilir.
Seine Augen durchschauen jeden Angriff, Seine Ohren erkennen Feinde, die im Dunkeln lauern, und seine Hufe bringen ihn blitzschnell durch die feindlichen Verteidigungslinien.
Emmanın mumlar ve Miki kulaklarıyla olan resmini hatırlıyor musun?
Erinnert ihr euch an dieses Bild von ihr mit all den Kerzen und den Ohren?
Adı'' Mississippide çizgiyi çekmek'' ti. Roosevelt, silahını indirmiş, elini kaldırmış, ayının hayatını bağışlarken, ayı, arka ayakları üzerinde dikilmiş,korku dolu gözleri ve havaya dikilmiş küçük kulaklarıyla tasvir edilmişti.
Betitelt"Grenzziehung in Mississippi", zeigte er Roosevelt, der sein Gewehr senkte und das Leben des Bären verschonte, sowieden sitzenden Bären, mit großen, ängstlich geweiteten Augen und kleinen gespitzten Ohren.
Körlerin burun ve kulaklarıyla görebildiğini hiç duydun mu?
Hast du nicht gewusst, dass blinde Menschen mit ihrer Nase und ihren Ohren sehen?
Uyanıkken açık bir bilinçle,içsel benliğimin kulaklarıyla duyup, gözleriyle görüyorum.
Und nicht an abgelegenen Orten. Sondern wach und mit klarem Geist.Mit den Augen und Ohren des inneren Menschen.
Bazı insanlar kulaklarıyla dinler bazı insanlar kulaklarıyla dinlemez.
Manche Menschen hören mit den Ohren zu, aber manche tun eben das nicht.
Onların kulakları sağır,gözleri kör edilmiş. Kulaklarıyla işitip, gözleriyle göremesinler diye. Bu yüzden onları iyileştirecek olanı göremezler.
Ihre Ohren sind taub und ihre Augen geblendet, so dass sie wedermit den Augen sehen noch mit den Ohren hören, auf dass sie sich umwenden mögen und geheilt werden.
Kediniz sadece kulaklarıyla dinlemekle kalmıyor, onlarla da iletişim kuruyor.
Ihre Katze hört nicht nur mit den Ohren zu, sie kommuniziert auch mit ihnen.
İnsanlar genellikle kulaklarıyla dinler gözleriyle etrafı kolaçan eder.
Die Leute hören für gewöhnlich mit den Ohren und lassen ihre Augen wandern.
İnsan ruhuna ise sadece kulaklarıyla değil, ruhuyla da dinlemeyi başaranlar ulaşır.
Und der Mensch hört nicht nur mit den Ohren, sondern auch mit dem Herzen.
Kulaklarımız için tasarım yapmanın vakti geldi.
Es ist an der Zeit, für unsere Ohren zu designen.
Özel kuvvetlerde, düşmanın kulağını kestiğiniz doğru mu?
Schneiden die Special Forces ihren Feinden wirklich die Ohren ab?
Şu kulaklara bak.
Schau dir seine Ohren an.
Kulaklarına bile inanamadı.
Er traute seinen Ohren nicht.
Jelliclelar kulaklarının arkasını yıkar.
Jellicles waschen sich hinter den Ohren.
Kulaklıkları takın lütfen.
Kopfhörer aufsetzen, bitte.
Kulaklıkları takın kızlar.
Kopfhörer auf, Mädchen.
Ancak, kulaklarımız bize çok farklı bir öykü anlatıyor.
Dennoch erzählen uns unsere Ohren eine ganz andere Geschichte.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0285

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca