Lüzum yok Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Cevaba lüzum yok.
Aşırı tepki vermeye lüzum yok.
Hayır, lüzum yok.
Maziyi karıştırmamıza lüzum yok.
Aceleye lüzum yok.
Kardeş Dimitri! Saldırmana lüzum yok.
Kavgaya lüzum yok.
Herkes sakin olsun, paniğe lüzum yok.
Paniğe lüzum yok bence.
Kesinlikle telaşa lüzum yok.
Gözlere lüzum yok… Görmediniz!
Aslında tüm bunlara lüzum yok.
Yaygaraya lüzum yok. -Sessizlik!
Fazla… panik yapmaya lüzum yok.
Saldırmana lüzum yok. Kardeş Dimitri!
Bana yardım ettin, tamam mı? Lüzum yok.
Telaşa lüzum yok.
Bir daha bunun hakkında konuşmamıza lüzum yok.
Endişeye lüzum yok.
Lüzum yok. Bize biraz erişte pişir yeter.
Acele etmeye lüzum yok.
Kaçmaya lüzum yok. Hayret bir şey.
Senin bakmana lüzum yok.
İdrarda muhtemelen biraz kan göreceksiniz fakat endişeye lüzum yok.
Kurabiyeye lüzum yok.
Sör Johnun savaş deneyimlerini anlatmaya lüzum yok.
Endişeye lüzum yok.
Walden, benimle sanki deliymiş gibi konuşmana lüzum yok.
Hakarete lüzum yok!
İngiliz büyüsünün, hâlihazırdakinden daha fazlasını geri getirmemize lüzum yok.