LAMBAYI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Isim
Lampe
ampul
ışık
lambayı
lamba
feneri
kandil
lambalar
avize
Licht
ışık
nur
işıklar
bir ışık
aydınlık
aydınlatma
die Glühbirne
ampul
lambayı
ampülü
Laterne
fener
lambayı
lamba
Lampen
ampul
ışık
lambayı
lamba
feneri
kandil
lambalar
avize
Petroleumlampe

Lambayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu lambayı da.
Und diese Lampe.
Birinci adım, lambayı ovala.
Schritt Eins, Lampe reiben.
Lambayı bana ver.
Gib mir die Lampe.
Bana lambayı ver.
Gib mir die Lampe.
Lambayı sen mi ovdun?
Hast du die Lampe gerieben?
Combinations with other parts of speech
Şuradaki lambayı görüyor musun?
Sehen Sie die Lampe da?
Lambayı kapatıp kapıyı kapatmalar?
Licht aus und Tür zu,?
Ronald lambayı devirdi.
Ronald hat die Lampe umgeworfen.
Lambayı söndür. Efendim? Andy!
Ja? Lösch das Licht.- Andy!
Andy! Efendim? Lambayı söndür.
Ja? Lösch das Licht.- Andy.
Ve lambayı söndür.
Und mach das Licht aus.
Diye sadece iki lambayı yakmıştı.
Nur noch zwei Lampen brannten.
O lambayı istiyorum.
Ich möchte diese Lampe.
O zaman iki lambayı alacaksın.
Dann wirst du zwei Lampen haben.
Lambayı söndür. Andy! Efendim?
Ja? Lösch das Licht.- Andy?
Ama şimdi lambayı ben tutuyorum.
Doch jetzt habe ich die Lampe.
Lambayı bulmak kolay değil.
Das Licht ist nicht leicht zu finden.
Hâlâ şu lambayı düzeltmemiş.
Er hat die Lampe noch nicht repariert.
Lambayı ovala. Lamba!
Die Lampe reiben. Die Lampe.
Güzelmiş. Şu lambayı sevdim.
Es ist schön. Mir gefällt diese Lampe.
Evet. Lambayı tutabilir misin?
Kannst du die Lampe halten?- Ja?
En azından belediyeyi arayıp çukuru ve lambayı söyledin mi?
Hast du wenigstens bei der Stadt wegen des Lochs und der Laterne angerufen?
Benim lambayı bulmamı istiyor.
Sie will, dass ich die Lampe finde.
Haftada iki kez, cumartesi vepazar akşamları Büyükanne lambayı yakar ve bize kitap okurdu.
Zweimal in der Woche,immer Samstag- und Sonntagabend, zündete Granma die Petroleumlampe an und las uns was vor.
Tandynin lambayı devirdiğini gördüm.
Ich sah Tandy die Lampe umwerfen.
Lambayı onarıyorum. Hemen geliyorum.
Sofort. Ich repariere eine Lampe.
Memur Bey, o lambayı yakar mısınız, lütfen?
Officer, machen Sie bitte das Licht an?
Lambayı takip ederken iyi eğlenceler.
Viel Spaß beim Anpeilen der Lampe.
O yüzden onun lambayı bulmasını önlemiş.
Darum hat sie verhindert, dass er die Lampe findet.
Lambayı Edison icat etmemiştir.
Edison hat die Glühbirne nicht erfunden.
Sonuçlar: 331, Zaman: 0.0313

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca