Mark Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ben Mark.
Ich bin Marc.Mark 16 Ayet 40.
Markus 16, Vers 40.Elbette Mark.
Natürlich, Marc.Mark öldü, dostum.
Marc ist tot, Mann.Ver şunu Mark.
Gib ihn mir, Mark.
İnsanlar da tercüme ediyor
Mark, bir şey yap.
Mark, tu doch etwas.Öyle görünüyor mark.
Sieht so aus, Marc.St. Mark Kilisesinde.
St. Markus Kirche.İsterdim… Mark, lütfen.
Ich würde gern…- Mark, bitte.Mark, duyuyor musun?
Mark, hörst du mich?Merhaba Mark nasılsın?
Hey Marc, wie geht's?Mark! bana bak!
Sehen Sie mich an. Marks!Sonra karşıma Mark Hamill çıkıyor.
Und dann kam Mark Hamill.Mark, onu ben alayım.
Mark, ich nehme es.Matthew, Mark, Luke ve John.
Matthäus, Markus, Lukas und Johannes.Mark bana bahsetti.
Mark erzählte es mir.Görüşürüz.- Mark öyle demek iste…- Evet sinema.
Mark, ich wollte… -Tschüss. Ja, Kino.Mark, hamile mi?
Mark, ist sie schwanger?Onlar first-person shooter Mark Zuckerberg beni aradı.
Sie nennen mich den Marc Zuckerberg des Ego-Shooter-Spiels.St. Mark Kilisesi.
In der St. Markus Kirche.Mark lütfen. Sakinleş!
Marc, bitte, beruhige dich!Ve Mark? Bitti.
Und Markus? Es ist vorbei.Mark, başlıyoruz.- Alo?
Mark, wir legen los. -Hallo?Ama Mark ilgileniyor.
Aber Mark kümmert sich darum.Mark hayatım, ben gidiyorum.
Marc, Schatz! Ich gehe.Matthew, Mark, Luke ve Johnu istiyorum.
Ich möchte Matthäus, Markus, Lukas und Johannes.Mark, bir dakikan var mı?
Mark, haben Sie kurz Zeit?Hey, Nickolai Mark o komünist şakasıyla bir şey ima etmek istemedi.
Hey, Nickolai… Marks Satz mit dem Roten sollte ein Witz sein.Mark Ibaraki olmalısın.
Sie müssen Mark Ibaraki sein.Aziz Mark, bizim için dua et!
Heiliger Markus, bitte für uns!
