MEKIKTE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

im Shuttle

Mekikte Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Dallas.- Mekikte.
Im Shuttle. Dallas.
O mekikte kim var?
Wer ist in dem Shuttle?
Dallas.- Mekikte.
Dallas.- Im Shuttle.
Mekikte yaşam sinyali var mı?
Bio-Signale im Shuttle?- Eins?
Peki ya mekikte olanlar?
Und was war das im Shuttle?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Mekikte benimle biri daha vardı.
Im Shuttle war noch jemand.
Lisa o mekikte olabilir.
Lisa könnte im Shuttle gewesen sein.
Mekikte ki kayıtlarda ne var?
Was gibt es Neues vom Shuttle?
Evrensel tercüman mekikte.
Der Universalübersetzer im Shuttle.
Bunu mekikte buldum.
Das lag im Shuttle.
Belki de yok ettiğimiz mekikte değillerdi.
Womöglich waren sie nicht im Shuttle, das wir zerstörten.
Sizle mekikte buluşurum.
Ich komme zum Shuttle nach.
Mekikte her şey normal görünüyor.
Im Shuttle scheint alles normal.
Evet! Tam da mekikte söylediğim şey de bu!
Genau das habe ich doch im Shuttle gesagt. Ja!
Mekikte yaşam formu yok kumandan.
Es sind keine Lebensformen an Bord, Commander.
Yerini öğrenip o mekikte olmadığından emin olmam gerekiyordu.
Ich wollte mich vergewissern, dass er nicht im Shuttle war.
Mekikte bir sorun mu var? Ben, Murtry?
Murtry hier. Gibt's ein Problem mit dem Shuttle?
Bana ihtiyacın olursa, Mekikte, Siskoyla bağlantı kurmaya çalışıyor olacağım.
Ich bin im Shuttle und versuche, Sisko zu kontaktieren.
Mekikte bir sorun mu var? Ben, Murtry.
Gibt's ein Problem mit dem Shuttle? Murtry hier.
Klingonlar beni bulmadan önce, o mekikte ne kadar kaldığımı bile bilmiyorum.
Ich weiß nicht, wie lange ich im Shuttle war, bis man mich fand.
O mekikte onun olması gerekiyordu.
Er hätte im Shuttle sein sollen.
Gordon da o mekikte. Bu bir intihar görevi.
Mit Gordon an Bord. Das ist eine Selbstmordmission.
Mekikte kan ya da kopmuş uzuv izi yoktu.
Es gab kein Zeichen von Blut oder abgetrennten Gliedmaßen in der Fähre.
Sen bu mekikte öldün, Neelix.
Du bist auf dem Shuttle gestorben, Neelix.
Mekikte iken Nefes almakta zorluk çektiğini söylemişti.
Im Shuttle sagte er, er hätte Schwierigkeiten beim Atmen.
Tam da mekikte söyledigim sey de bu.
Genau das habe ich doch im Shuttle gesagt.
Mekikte şimdiden sizin için bir yer ısıttım bile kaptan!
Ich habe dir schon einen Platz in der Kapsel angewärmt, Captain!
Belki mekikte şarj cihazı vardır.
Vielleicht kann ich im Shuttle laden.
Mekikte herhangi bir kan ya da… kopuk uzuv izi yoktu.
Es gab kein Zeichen von Blut oder abgetrennten Gliedmaßen in der Fähre.
Sizi mekikte bırakmazsa ne olacak?
Er wird Sie nicht in Shuttle bringen?
Sonuçlar: 42, Zaman: 0.0307

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca