Ollienin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ollienin ödülü ne olacak?
İlk önce Ollienin annesi, Karen.
Ollienin dolabındaki tek şey buydu.
Ve bitlerim Ollienin başına gidiyor.
Ollienin hikâyesi de bununla alakalı.
Onun kaderi onu Ollienin kullanması olmalıydı.
Ollienin her zaman söylediği şeydi bu.
Tamam. Diyelim ki Ollienin kuyusunu yok ettik.
Ollienin hayatını da, bunu gerektiriyor.
Tamam, o zaman… Ollienin kuyusunu yok edeceğiz.
Ollienin günü kurtaracağı kimin aklına gelirdi?
Çok kötü. Bu Ollienin seçimi değil, benim.
Ollienin annesi öldürüldüğünden beri üzerimde gözler vardı.
Kule yapılmadan önce kasabada küçük bir rezervuar da vardı ama Ollienin kuyusu orayı da tüketti.
Ben Ollienin fotoğrafını aldım.
Dışarıda katılmamız gereken bir savaş varken biz burada oturmuş Ollienin yanında surat asıyoruz.
Bu Ollienin seçimi değil, benim.
Ollienin bir uzmanlık alanı olduğunu bilmiyorduk.
Fakat ne? Ama o Ollienin sahip olduğu en değerli şeydi o?
Ollienin bağış gününü nerede yapacağımızı buldum.
Bunun üzerine Ollienin hayatı sonsuza dek değişecek.
Ollienin yaşamı onu nereye sürükler bilemiyorum ama orada bana yer yok.
Pazar günü Ollienin arkadaşı Haydenın doğum günü partisi var.
Ollienin çiftliğinde ekim zamanı için amonyum nitrat ve infilak kapsülü olduğunu biliyorum.
Darhka Ollienin oğlundan sen mi bahsettin?
Ollienin ölüyken benimle hayatta olduğundan daha çok ilgilenmesi komikmiş.
Galiba Ollienin… sandığından fazla desteği vardı. Hemen.
Hepimiz Ollienin ölümüyle ve uydunun… stresiyle başa çıkmaya çalışıyoruz.
Ollienin bizi kuyusundan… uzaklaştırabilmesinin tek sebebi… onun ve ekibinin tepeden tırnağa silahlı olmasıydı.