ONU DAHA SIK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• ihn öfter
• sie dann häufiger

Onu daha sık Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Onu daha sık aramalısın.
Ruf sie öfter an.

Eğer yaşarsa, onu daha sık getirmelisin.
Vielleicht überlebt er's, dann kannst du ihn öfter mitbringen.

Onu daha sık görmelisin.
Du solltest ihn öfter sehen.

Eğer yaşarsa, onu daha sık getirmelisin.
Falls er überlebt, kannst du ihn häufiger mitbringen.

Onu daha sık göreceğiz.
Wir werden ihn häufiger sehen.

Eğer yaşarsa, onu daha sık getirmelisin.
Falls er das überlebt, bring ihn ruhig öfter mit.

Onu daha sık görmen gerekir.
Du solltest sie öfter sehen.

Yüzünün haline bakılırsa onu daha sık kullanmalısın.
Dem Zustand ihres Gesichts zufolge sollten Sie ihn öfter benutzen.

Böylece onu daha sık görebilirim.
So sehe ich ihn öfter.

Çocuğunuz emziriyorsa, sıvı kaybını telafi etmek için onu daha sık beslemelisiniz.
Wenn Ihr Kind gestillt wird, sollten Sie es häufiger füttern, um den Flüssigkeitsverlust auszugleichen.

Onu daha sık dinlemelisin.
Du solltest öfter auf sie hören.

Fren yerine gaza basıyorsa onu daha sık ziyaret etmek isteyebilirsin.
Wenn sie Gas und Bremse verwechselt, sollten Sie sie öfter besuchen.

Onu daha sık görmen gerekir.
Man muss ihn aber öfter sehen.

Sonunda ellerini koydular ve Coriander Bastian onu daha sık ziyaret etmesini ister.
Schließlich legen sie ihre Hände und dann bittet ihn Koriander Bastian ihn öfter zu besuchen.

Keşke onu daha sık duyabilsem.
Wenn ich es öfter hören würde….

Onu daha sık parka götürmelisin.
Du musst sie mehr mit in den Park nehmen.

Sadece onu daha sık dinlemelisiniz.
Du solltest ruhig öfter auf sie hören.

Eğer onu daha sık yıkanması için ikna edebilirsen sana daha iyi bir gelin bulabilirim.
Wenn Ihr ihn überreden könnt, öfter zu baden, suche ich Euch vielleicht eine bessere Braut aus.

Aslında onu daha sık kullanabilirim.
Ich könnte das tatsächlich öfter nutzen.

Galiba onu daha sık dışarı çıkarmalıydı.
Er müsste viel öfter aus sich rausgehen.

Belki de onu daha sık görebileceğini.
Und… vielleicht kannst du sie dann häufiger besuchen.

Belki de onu daha sık görebilme fırsatın.
Und vielleicht kannst du sie dann häufiger besuchen.

Evlenirse onu daha sık görebilirsiniz.
Wäre er verheiratet, sähen Sie mehr von ihm.

Onunla daha sık görüşmelisin. Bir düşünsene.
Denk darüber nach. Du solltest sie öfter sehen.

Onları daha sık çağırmalıyız. Sanırım, bu iyi oldu.
Wir sollten sie öfter einladen. Das lief gut.

An8} Onlarla daha sık görüşmeye çalışmalıyız.
An8}Wir sollten sie öfter treffen.

Sanırım, onları daha sık çağırmalıyız.
Wir sollten sie öfter einladen.

Gerekirse, onlar daha sık yapabilirsiniz.
Falls erforderlich, können sie öfter tun.

Sevdiğiniz İnsanlarla Kendinizi Kuşatın Ve Onlara Daha Sık Sarılın.
Umgib dich mit Menschen, die du liebst und umarme sie öfter.

Onunla daha sık görüşmelisin bence.
Du solltest öfter mit ihm reden.