Onun kararı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Onun kararı.
Es ist ihre Entscheidung.Tamamen onun kararı.
Das ist seine Entscheidung.Onun kararı değil.
Das entscheidet er nicht.Ve bu onun kararı.
Und es ist seine Entscheidung.Onun kararı Aşık oldu.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
onun adı
ben onunsen onunonun hayatını
onun babası
onun annesi
onun suçu
onun kalbini
onun yüzünü
burası onun
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
söyle onaona ver
ona ne yaptın
ona dedim
ona yardım
ona güvenmiyorum
ona söyledim
ona sor
ona dokunma
göster ona
Daha
Gerisi onun kararı.
Der Rest ist seine Entscheidung.Onun kararı olmadığını biliyorsun.
Ama bu onun kararı.
Aber das hier ist ihre Entscheidung.Ama, Anne--- Aması yok, Graham. Bu onun kararı.
Aber Mami… Es ist ihre Entscheidung.Bu onun kararı.
Es ist Ihre Entscheidung.Gerçekten mi? E, onun kararı.
Wirklich? Es ist seine Entscheidung.Bu onun kararı.
Das ist Ihre Entscheidung.Aması yok, Graham. Bu onun kararı.
Es ist ihre Entscheidung.- Kein aber.Bu onun kararı.
Es ist seine Entscheidung.Bu onun kararı.
Es war seine Entscheidung.Bu onun hayatı ve onun kararı.
Es ist Bu onun kararı.
Das ist seine Entscheidung.David başka bir yolsa gidiyor bu onun kararı.
David möchte sauber werden, das ist seine Entscheidung.Bu onun kararı sonuçta.
Es ist Ihre Entscheidung.Alicia, bu onun kararı.
Alicia, es ist seine Entscheidung.Bu onun kararı.- Peki.
Es ist seine Entscheidung.Görünen o ki,bu daha çok onun kararı.
Soweit ich das sagen kann,war das überwiegend ihre Entscheidung.Bu onun kararı.- Kenzi.
Kenzi, es ist ihre Entscheidung.Umrumda değil, O senin patronun, bu onun kararı.
Er Bu onun kararı, Jamie.
Das ist seine Entscheidung, Jamie.Sonuçta bu onun bedeni… onun kararı.
Letztlich ist es Bu onun kararı Hekabe.
Es ist seine Entscheidung, Hekabe.Biliyorum, bana katılmıyorsun. Ama bu onun kararı.
Ich weiß, du denkst anders darüber, aber es ist seine Entscheidung.Bu onun kararı, değil mi?
Das ist seine Entscheidung, nicht wahr?
