Otoriteleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Otoriteleri gidiyor.
Müşterek Havacılık Otoriteleri.
Tüm otoriteleri şaşırttı.
Hile 30: Argüman Olarak Sebep Yerine Otoriteleri Göster.
Otoriteleri asla sorgulanamaz.
Bunu duyan Yahudi otoriteleri hemen harekete geçti.
Gıda ve İlaç Kurumunun kozmetik konusunda bazı yasal otoriteleri vardır.
Ve yöntem bu çağın otoriteleri tarafından önerilir.
Batı otoriteleri onun peşindeydi, bu yüzden adam da Sovyetler birliğinde gizlenmiş.
Bajoran Kargo ve Taşımacılık Otoriteleri senin izne çıkmanı istiyor.
Aynı zamanda büyük bir devrimci otoriteye sahip büyük sanat otoriteleri yoktur.
Başta Yemenin otoriteleri kahve içilmesini desteklediler.
Biz bu noktada… ve hayır Linda,biz tıp doktorları ya da otoriteleri değiliz….
Üreticiler ve havacılık otoriteleri ile sözleşmelerin koordinasyonu.
Kent-yurttaşları düzen karşıtıyla düzene karşı güler, otoriteleri tabandan sarsmak ister.
Bazı oganizasyonların alt kademelerinden birçok insan tanıyorum, hiçbir otoriteleri yok, ancak kesinlikle liderler. Bunun nedeni sol yanlarındaki insanı gözetmeyi seçmiş olmaları ve sağ yanlarındaki insanı gözetmeyi seçmiş olmalarıdır.
Makam sahibiler vedediklerini yapıyoruz çünkü üzerimizde otoriteleri var. Ancak onları izlemiyoruz.
İki önemli üretim tesisi Amerika,Avrupa ve Japonya otoriteleri tarafından sertifikalandırılmıştır( FDA, EMA, PMDA).
Akreditasyon kuruluşları veiyi laboratuar uygulamalarını izleme otoriteleri düzeyinde, uygulanabilen standartlar.
İkinci ve üçüncü yüzyılın tüm önde gelen otoriteleri bu incili Markosun yazdığını doğruluyor.
Size bu olayda otoritenizi kullanma fırsatı vermeyeceğim.
Vali olarak otoritenizi, Londradaki nüfuzunuzu ve Doğu Hindistan Ticaret Şirketi olarak sadakatinizi.
Onları otoritelere teslim ederim.
Otoritemi kullanmaya beni mecbur etme.
Otoritemi sarstın George.
Otorite böyle işler.
Otoritemi ayaklar altına alıp, beni zayıf göstermeye çalışıyorlar.
Güvenlik şefimi sorgulamam yalnızca onun otoritesine zarar vermekle kalmayıp, benimkine de verebilir.
Otorite, içgüdüler ve kaba kuvvet karşısında âcizim.
Onun da bizimle birlikte otoriteye karşı çıkmasına rağmen hem de.