PARLAK SIYAH ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

glänzenden schwarzen

Parlak siyah Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Parlak, siyah saçlı.
Glänzendes, dunkles Haar.
Siyah, parlak. Parlak siyah saçlar.
Schwarze, glänzende Haare.
Parlak siyah gibi.
Weißt du, wie schwarzer Glanz.
Gözleri kahverengi saçı parlak siyahtı.
Er hatte braune Augen… und glänzendes, schwarzes Haar.
Parlak Siyah( Sınırlı Sayıda).
Schwarz glänzend(limitiert).
Soru 273: Mümin bir kadının parlak siyah ayakkabı giymesi caiz midir?
Ist es für die gläubige Frau erlaubt, glänzende schwarze Schuhe anzuziehen?
Parlak siyah bir uzun boru.
Eine schwarze, glänzende Stange.
İsminizi duyduğunuzda, benim tarafıma, şu parlak siyah şeyin yanına geçin.
Wer seinen Namen hört, stellt sich neben dieses schwarze, glänzende Ding.
Parlak Siyah bazı grafiklerle.
Schwarz, mit irgendwelchen Gravuren.
Izgara daha da genişledi vekrom şeritlerini kaybetti- şimdi parlak siyahlar.
Das Gitter ist breiter geworden undhat Chromstreifen verloren- jetzt sind sie glänzend schwarz.
Parlak Siyah Masterbatch Granülleri.
Glänzendes schwarzes Masterbatch.
Bir karınca görünce, onun o parlak, siyah gözlerine bakınca… ne görüyorum, biliyor musun?
Wenn ich eine Ameise sehe, dieses glänzende, schwarze Auge, weißt du, was ich dann sehe?
Parlak, siyah bir sahneydi.
Die Bühne ist schwarz und glänzt.
Şu an arka cebimde duran, çok taze hissettiren, parlak siyah kredi kartı hakkında?
Zu der glänzenden schwarzen Kreditkarte, die jetzt gerade in meiner hinteren Hosentasche brannte?
Parlak siyah( piano black) olarak gönderilir.
Ein glänzendes Schwarz soll als„Piano Black“ eingeführt werden.
Mutfak çalışması için tasarlanmış masa yüzeyi, parlak siyah deri ile kaplanmıştır.
Oberfläche des Tisches für Arbeit in der Küche entwickelt, mit glänzenden schwarzen Haut bedeckt.
Parlak siyah konsol, dış tasarım ayrıntılarını yansıtıyor.
Schwarz glänzende Details bestimmen das Außendesign.
Vücut uzunluğu 10 ila 40 mm,renklendirme sadece parlak siyah ve sarı renk ile çizgili değil.
Körperlänge von 10 bis 40 mm,ist die Färbung nicht nur mit einer hellen schwarzen und gelben Farbe gestreift.
Izgara, gri veya parlak siyah( altı silindirli modellerde ve S line paketli modellerde) boyanmıştır.
Der Kühlergrill ist grau oder schwarz glänzend lackiert(bei Sechszylinder-Modellen und Modellen mit S-Line-Paket).
Evdeki alkali kızarma sonucunda, mavi renk tonlarıyla parlak siyah bir renk görünmelidir.
Als Folge der alkalischen Spülung im Haushalt sollte eine helle schwarze Farbe mit einem blauen Farbton erscheinen.
Siyah: diyorsunuz ve parlak siyah taş döşeme lüks görünüyor ne olursa olsun;
Schwarz: was auch immer Sie sagen, und ein glänzend schwarz Steinboden sieht luxuriös;
Parlak siyah renkli tasarım öğeleri ve benzersiz jantlar sayesinde, Sport Line güçlü dinamizm sunar.
Dank Designelementen in hochglänzendem Schwarz und exklusiven Felgen sorgt die Sport Line für eine kräftige Dosis Dynamik.
Bununla birlikte Theusner,çelik malzemeyi parlak siyah malzemeden ayırmak için bir fikir geliştirdi.
Theusner hatte trotzdem eine Idee,wie man den Stahl von dem schwarz glänzenden Material trennen könnte.
Altın logo ve parlak siyah monogram, bu inatçı ve oldukça ayırt edici paketi gururla işaret.
Das Logo in Gold und das glänzende schwarze Monogramm unterstreichen diese kompromisslose und absolut unverwechselbare Verpackung.
Sahne açıklaması kör edici parlak siyah güneş Sholokhov kuşkusuz parlak yaratıcı keşif.
Die Szene der Beschreibung der blendend hellen schwarzen Sonne von Sholokhov ist zweifellos ein brillanter kreativer Fund.
Çatılardaki büyük, parlak siyah güneş hücreleri ile, elektrik faturalarımız nadiren 5 doları geçiyor.
Die großen, schwarz glänzenden Solarzellen auf unserem Dach bedeuten, dass unsere Stromrechnung selten fünf Dollar im Monat übersteigt.
Duvarların, tavanın ve zeminin, parlak siyah mermer gibi görünen siyah bazalt malzemeden yapıldığını söyledi.
Er sagte, die Wände, die Decke und der Boden bestanden aus schwarzem Basaltmaterial, das wie polierter schwarzer Marmor aussah.
Bayan Adab-ı Muaşeretin yeni bir set uzun, parlak siyah tırnağı vardı ve sol burun deliğinden, devasa boyutta mor bir sümük parçası çıkarıyordu.
Miss Unartig hatte frisch lackierte, lange, schwarze Fingernägel und holte einen riesigen, lilafarbenen Popel aus ihrem linken Nasenloch.
Ancak, yüzünde genellikle sivilce,yağlı parlaklık, siyah noktalar görünür.
Allerdings erscheinen im Gesicht oft Pickel,öliger Glanz, schwarze Punkte.
Parlak ve siyah.
Leuchtend und schwarz.
Sonuçlar: 129, Zaman: 0.0471

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca