PARTIKÜLLERIN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Partiküllerin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Partiküllerin özel güçleri olmaz.
Feinstaub ohne besondere Befugnisse.
Bu şapkadaki partiküllerin geldiği yer.
Dort kamen die Partikel auf der Mütze her.
Partiküllerin kimyasal bileşimi de ayrıca önemlidir.
Zusätzlich hat auch die chemische Zusammensetzung der Partikel eine große Bedeutung.
Sıvı renkliyse veya içinde partiküllerin yüzdüğünü görürseniz.
Die Flüssigkeit verfärbt ist oder wenn Sie Partikel darin schwimmen sehen-.
Tüm partiküllerin% 99,99u 0,3 µmda tutarlı bir şekilde filtrelenir.*( EN: 1822: 1998).
Aller Partikel über 0,3 µm werden zuverlässig gefiltert. *(EN: 1822:1998).
Bu Shawnanın arkasında bıraktığı partiküllerin, normal davranışları.
Das ist das normale Verhalten der Partikel, die Shawna zurückgelassen hat.
Havadaki tüm partiküllerin% 90ından fazlası 0,1 mikrondan daha küçüktür.
Über 90% aller Partikel in der Luft sind kleiner als 0,1 Mikron.
Bu Shawnanın arkasında bıraktığı partiküllerin, normal davranışları.
So verhalten sich die Partikel, die Shawna zurückgelassen hat, normalerweise.
Böylece büyük mekanik partiküllerin çoğunluğunu aşındırıcı özelliklerle ortadan kaldıracağız.
Mit ihnen sind wir in der Lage, die meisten Schmutzpartikel mechanisch zu entfernen.
Şablon ve test hava sülfür dioksit tespit, veyagaz ozon, ya da partiküllerin.
Vorlage und Test-Luft-zu identifizieren, Schwefeldioxid, oderGase Ozon, oder Partikel.
Bu sayede, havada bulunan tüm partiküllerin negatif yüklenmesi sağlanır.
Damit wird erreicht, dass sich alle Partikel, die sich in der Luft befinden, negativ aufladen.
Havada partiküllerin birbirinin yanından geçmesi için daha fazla boşluk vardır, bu yüzden daha çok enerji boşa harcanır.
In der Luft haben die Partikel noch mehr Freiraum, um einander auszuweichen, also verschwenden wir hier noch viel mehr Energie.
Hepimiz atom ve atomdan daha küçük partiküllerin… kaotik bir dizilişinden ibaretiz sadece.
Und subatomarer Teilchen. Wir alle sind nur eine komplizierte Anordnung von Atomen.
Partiküllerin ve azot oksitlerin emisyonları 1990dan bu yana ortalama yüzde 90ın üzerinde bir düşüş gösterdi.
Auch die Emissionen bei Partikeln und bei den Stickoxiden sind seit 1990 im Durchschnitt um weit über 90 Prozent zurückgegangen.
ACSF bir çökelti ve çözünmemiş partiküllerin serbest berrak bir çözelti olması gerekir.
Die ACSF sollte frei von Niederschlag oder ungelöste Partikel eine klare Lösung zu sein.
Partiküllerin hız ve pozisyonlarını tahmin etmek yerine önceden söyleyebileceğimiz şeyin hepsi dalga fonksiyonudur.
Anstatt die Positionen und die Geschwindigkeiten der Teilchen voraussagen zu können, ist alles, was wir voraussagen können, die Wellenfunktion.
Ikinci tabanda sonra,( Tablo 1)Zetasizer kullanılarak partiküllerin boyutunu ölçmek.
Nach dem zweiten Resuspension,messen Sie die Größe der Partikel mit dem Zetasizer(Tabelle 1).
Fransa kanunları partiküllerin ve azot oksidin( NOx) azaltılması hakkındaki Avrupa normlarına uygundur.
Die französische Gesetzgebung hält die europäischen Normen über die Reduzierung von Partikeln und Stickstoffoxiden(NOx) ein.
Bu torbalı filtreler, optimum şartlar altında partiküllerin% 95ini 5 mikron düzeyine kadar alır.
Diese Taschenfilter entfernen unter optimalen Bedingungen bis zu 95% der Partikel bis runter auf 5µm.
Nano teknoloji: Nano partiküllerin biyolojik sistemler içinde dağılabilmesi- kümelenme yapmayan nano partiküller..
Nanotechnologie: Dispergierbarkeit von Nanopartikeln in biologischen Systemen- Nanopartikel ohne Agglomeration.
Şimdi, ilk defa tespit bu yüksek oranda reaktif partiküllerin insan beyninde bol miktarda bulunması.
Jetzt haben wir das erste Mal identifiziert die reichlich vorhandene Anwesenheit dieser hochreaktiven Partikel in menschlichen Gehirnen.
Partiküllerin aynı anda çok uzak mesafelerdeki iki yerde birden olabilen yoğun miktarda fotonsal yeğinlik vakalarıyla karşılaştık.
Ereignisse mit so großen Photonen-Intensitäten gemessen, dass Partikel gleichzeitig an zwei weit entfernten Orten existieren können.
Sistemin bu eleman kum,toprak ve diğer ile partiküllerin suyun filtre edilmesi için sorumludur.
Dieses Element des Systems ist verantwortlich fürdas Filtern von Wasser aus Sand, Erde und anderen Schwebeteilchen.
Suslick, 1998 Ultrasonik kavitasyonun neden olduğu bu çok yoğun kuvvetler,damlacıkların ve partiküllerin etkisine girer.
Suslick, 1998 Diese sehr intensiven, durch Ultraschallkavitation generierten Kräfte bewirken eine Größenreduktion undFeinstveretilung der Tröpfchen und Partikel.
Başka bir 4.2 milyon insan, iç mekan havasındaki partiküllerin pişirme ocaklarından maruz kalmasından dolayı öldü.
Weitere 4.2 Millionen Menschen starben durch die Exposition von Feinstaub in der Raumluft von Kochherden.
Şimdi… Belirli partiküllerin… varlığına ve diğerlerinin yokluğuna dayanarak… kurbanın kasırga içinden… bu kırmızı bölgede fırladığını biliyoruz.
Wissen wir, dass das Opfer irgendwo in diesem roten Bereich Anhand des Vorhandenseins bestimmter Partikel und des Fehlens anderer Also… von dem Tornado ausgespuckt wurde.
Solunabilen toz fraksiyonları( E toz, PM10)ve alveoler partiküllerin( A toz, PM2.5) çaplarının karşılaştırması.
Dazu im Vergleich die Durchmesser von einatembaren Staubfraktionen(E-Staub, PM10)und alveolengängigen Partikeln(A-Staub, PM2.5).
Bu yüzden, bu partiküllerin rolünün anlaşılması oldukça büyük bir açıklamaydı. Bunlar, bebekler için en iyi mikropları seçici bir şekilde beslemek ve bu yolla bebek sağlığını etkilemek içindi.
Es war eine beachtliche Entdeckung, als wir die Rolle dieser Partikel verstanden. Sie nähren ausgewählte, für das Kind nützliche Mikroben und fördern damit indirekt die Gesundheit des Kindes.
Yakıt filtreleri, herhangi bir maddeyi veya istenmeyen partiküllerin oluşmasını engeller, bu da motora zarar verebilir.
Kraftstofffilter verhindern die Bildung von Substanzen oder unerwünschten Partikeln, die für den Motor schädlich sein können.
Bu matris kendini oluşturur, partiküllerin içinden ve etrafından büyüyerek, milyonlarca minik fiber oluşturarak.
Diese Matrix erschafft sich selbst, indem sie durch und um die Teilchen wächst und Millionen und Abermillionen kleiner Fasern bildet.
Sonuçlar: 44, Zaman: 0.0302

Farklı Dillerde Partiküllerin

S

Partiküllerin eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca