SABIRLIYDI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• geduldig

Sabırlıydı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Ilk olarak sabırlıydı.
Zunächst einmal war Geduld.

Sabırlıydı ve koca yürekliydi de.
Sie hatte viel Geduld und ein grosses Herz.

Bize karşı çok sabırlıydı.
Er hat viel Geduld mit uns.

Sabırlıydı. -Nigel bana karşı aşırı derecede.
Nigel hatte so viel Geduld mit mir.

Tavuklar fazla sabırlıydı.
Die Hühner bewiesen Geduld.

Sabırlıydı. -Nigel bana karşı aşırı derecede.
Weißt du, Nigel hat äußerst viel Geduld mit mir gehabt.

Başlarda Korena çok sabırlıydı.
Am Anfang war Korena sehr geduldig.

Bu yüzden çok sabırlıydı ve her şeyi doğru yaptı.
Deshalb war er so geduldig und machte keine Fehler.

Ama zeki olduğu kadar sabırlıydı da.
Und er war genauso geduldig wie clever.

Çok sabırlıydı ve harika bir mizah anlayışı vardı.
Sie war sehr geduldig und hatte einen tollen Sinn für Humor.

Tepkileri her zaman sabırlıydı.
Die Patienten hätten stets geduldig reagiert.

Sabırlıydı ve tüm sorularımıza cevap vermeye hazırdı.
Sie war geduldig und glücklich, alle unsere Fragen zu beantworten.

Nigel bana karşı aşırı derecede sabırlıydı.
Nigel hatte so viel Geduld mit mir.

Nigel bana karşı aşırı derecede sabırlıydı. Her konuda aynı fikirde değiliz.
Weißt du, Nigel hat äußerst viel Geduld mit mir gehabt.

Ancak, Chuck müşteriye karşı sabırlıydı.
Chuck war jedoch geduldig mit dem Kunden.

Ailem çok sabırlıydı, bir yandan da mistik arayışlarım doğrultusunda Hindistana ziyaretler gerçekleştiriyordum.
Meine Eltern waren sehr geduldig, aber ich war mehrmals nach Indien gereist, auf einer mystischen Sinnsuche.

Annem ona karşı çok sabırlıydı. Evet.
Ja. Meine Mutter hatte viel Geduld mit ihr.

Kurye gayet hızlı ve bize karşı oldukça sabırlıydı.
Sie reagierte prompt und war sehr geduldig mit uns.

Jemima şöyle diyor:“ Yehova bana karşı çok sabırlıydı ve benden ümidini hiç kesmedi.
Sie sagt:„Jehova ist sehr geduldig mit mir gewesen und hat mich nie aufgegeben.

Jonathan sorduğum her soruyu cevaplamak için çok sabırlıydı.
Jonathan war so geduldig, jede Frage zu beantworten.

Yalnızca meraklı değildi, sabırlıydı da.
Weil er nicht nur lustig sondern auch geduldig war.

O senin şeylerin için çok daha sabırlıydı.
Sie hatte viel mehr Geduld für all deine… Ja.

Ama sabrımın da bir sınırı var.
Aber meine Geduld ist beschränkt.

Yeterli erzakları, sabırları ve güçlü surları var.
Sie haben Vorräte, Geduld und starke Mauern.

Sabrımızı bir kez daha zorlarsanız… mahkemeye saygısızlıktan cezalandırılırsınız.
Wenn Sie noch einmal die Geduld des Gerichts strapazieren, belange ich Sie wegen Missachtung.

Sabra ve cesaretlendirmeye.
Geduld und Hilfestellung.

Sabrımın bir sınırı var.
Meine Geduld hat ihre Grenzen.

Sabrımın da bir sınır var.
Meine Geduld hat Grenzen.

Ayrıca sabırları için her birine 5.000 papel indirim yaptığımı söyle.
Gib ihnen 5.000 Rabatt für ihre Geduld.

Sabrımın da bir sınırı var.
Meine Geduld hat Grenzen.