Sakinleştirdi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Polis sakinleştirdi.
Belediye başkanı sakinleştirdi.
Seni sakinleştirdi, değil mi?
Doktorları beni sakinleştirdi.
Bahçecilik beni sakinleştirdi ve sen buna tahammül edemiyorsun değil mi?
Combinations with other parts of speech
Korkan Köpeği Sakinleştirdi.
Ängstlichen Hund beruhigen.Oliver başlangıçta açılmakta isteksiz olmasına rağmen, tartışma onu sakinleştirdi.
Obwohl sich Oliver zunächst nur ungern öffnete, beruhigte ihn die Diskussion.Çikolata sakinleştirdi.
Schokolade beruhigt.Bizimle yaşaması onu oldukça sakinleştirdi.
Annesi sakinleştirdi.
Meine Mutter beruhigen.“.Öğretmenimiz bizleri sakinleştirdi.
Die Klassenlehrerin beruhigte uns.Bu beni bir az sakinleştirdi, ama çok da değil.
Das beruhigte mich etwas, aber nicht sehr.Öğretmenimiz bizleri sakinleştirdi.
Der Professor konnte uns beruhigen.Max beni sakinleştirdi.''.
Blau beruhigt mich.».Ortamı mahkeme başkanı sakinleştirdi.
Der Anwalt beruhigte den Vorsitzenden.Greg onu sakinleştirdi.
Greg beruhigt ihn wieder.Neyse ki baban oradaydı da onu sakinleştirdi.
Zum Glück beruhigte ihn dein Vater.Annem beni sakinleştirdi.
Meine Mutter beruhigte mich.Okşadı babasının saçlarını, sakinleştirdi onu.
Wir streichelten sein Haar, beruhigten ihn.Annesi onu sakinleştirdi.
Die Mutter hat ihn beruhigt.Evlatlık kızım Mayanın gelişi beni sakinleştirdi.
Die Ankunft meiner Adoptivtochter Maya beruhigte mich.Mariyle konuşmak beni sakinleştirdi ve ortaladı.
Mit Mari zu reden hat mich ruhig und ausgeglichen gemacht.Belkıs İnaltekini yakınları güçlükle sakinleştirdi.
Die Anwohner ließen sich dadurch aber kaum beruhigen.Arkadaşlar onu sakinleştirdi.
Ihre Freunde beruhigten sie.O kilise katılım iddia etti ve anlatımının,Rabbin Duası onu sakinleştirdi.
Er behauptete, dass der Kirchenbesuch unddie Rezitation des Vaterunsers beruhigte ihn.Doktorları beni sakinleştirdi.
Die Sanitäter beruhigten mich.O bir ruhsal saldırı olduğunu bize gösterdi veOnun rahatlığı bize sakinleştirdi.
Er zeigte uns, dasses eine spirituelle Angriff und beruhigte uns mit seinem Komfort.Pembe yıldızlar herkesi sakinleştirdi galiba.
Die rosa Sterne haben die Leute beruhigt.Önceden biraz tırlattım amaLilyyle Marshall beni sakinleştirdi.
Ich drehte etwas durch, aberLily und Marshall beruhigten mich.Son zamanlarda yapılan anlaşma suları sakinleştirdi ve pazarlar iyileşmeye başladı.
Ein kürzlich abgeschlossener Deal beruhigte das Wasser und die Märkte begannen sich zu erholen.
